Bu yazı 05 Nisan 2016, Salı tarihinde yayınlandı ve 677 defa okundu
Dünyada 2020 yılında 80 milyon kişide glokom hastalığının görülmesi ve yine 2020 yılında 11.1 milyon kişinin glokomdan dolayı her iki gözde tamamen görme kaybına uğraması bekleniyor.
Türkiye’de yaklaşık 1.5 milyon glokom hastası bulunuyor.
Ancak Türkiye’de 700 bin kişi görme engelli adayı olarak, hastalığının farkında
olmadan yaşıyor.
Göz tansiyonunu giderek artıyor
Tüm dünyada en sık kalıcı görme kaybına neden olan ve halk
arasında Göz Tansiyonu ya da Karasu olarak da bilinen Glokom, kırk yaşın
üzerindeki her 40 kişiden 1’inde görülebiliyor ve hastalığın ortaya çıktığı 10
kişiden 1’inde total körlüğe neden olabiliyor.
6 - 12 Mart Dünya Glokom Haftası olarak kabul ediliyor.
Kalıcı görme kaybına sebep olan glokom hastalığının önemine dikkat çekmeyi ve
belirti vermeden ortaya çıkan, görme kaybına neden olan hastalıktan
korunabilmek için yapılması gerekenleri vurgulamayı amaçlayan Türk Oftalmoloji
Derneği Glokom Birim Başkanı İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Göz
Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Belgin İzgi ve Türk Oftalmoloji Derneği Glokom
Birimi Yönetim Kurulu Üyesi İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göz
Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik hayatı karartan hastalıkla
ilgili bilgiler verdi.
Ailede varsa 8 kat
daha riskli
Glokomun herkeste ve her yaşta görülebildiğinin altını çizen
Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik; “40 yaşın üzerinde olanlar, ailesinde Glokom
bulunan kişiler, şeker hastalığı, hipertansiyonu, hipotansiyonu, yüksek derecede
miyopisi ve damar hastalığı bulunanlar ve uzun süreli kortizon kullananlar
glokomun daha sık görüldüğü grupta yer alırlar. Özellikle, glokom hastalığının
ailesel geçişi önemli ve ailesinde göz tansiyonu bulunan kişileri bu hastalığın
görülmesi açısından normale göre 8 kata kadar daha fazla risk altındadır”
uyarısında bulundu.
Sinsi şekilde ilerliyor
Glokom’un en önemli özelliği sinsi seyirli olması ve
genellikle hiçbir belirti vermeden yavaş yavaş çevreden merkeze doğru görme
kaybı yaratabilmesidir. Bazı hastalarda baş ağrısı, çevrede bazı bölgeleri
görememe ve göz önünde renkli ışık haleleri görme gibi bazı belirtilerin erken
dönemde fark edilebilmesine karşın çoğu hastada belirgin görme kaybı
yaratıncaya kadar hastalığın varlığı anlaşılamıyor. Bugün dünyadaki en ileri
ülkelerde bile Glokom hastalarının yarısından çoğu hastalığından habersiz
olarak yaşamakta, geri kalmış ülkelerde bu oranın yüzde 90’a kadar çıkabileceği
düşünülmektedir.
Kontrol Şart
Bugün için önerilen, herkesin 40 yaşına kadar en az 3 yılda
bir, 40 yaşından sonra ise en az 2 yılda bir Glokom yönünden kontrolden
geçmesidir. Ailesinde göz tansiyonu bulunan ve bu nedenle hastalığın daha sık
görüldüğü grupta olan kişiler ile şeker hastalığı, hipertansiyonu,
hipotansiyonu, yüksek miyopisi ve damar hastalığı bulunanların ise yılda bir
kez düzenli olarak kontrolden geçmesi önerilir.
Bebeklere Dikkat
Sinsice ilerleyen ve yenidoğan bebekleri de tehdit eden
glokomdaki tehlikeye değinen Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik ,her yaşta
başlayabilen bir hastalık olan glokomun doğuştan da görülebildiğini söyledi.
“Bebeğiniz gözlerini ışıkta açamıyorsa dikkat!” uyarısında bulunan Tamçelik,
“Glokom, doğuştan ya da doğuştan bir süre sonra başlıyor. Bundan da önemlisi
Türkiye’de özellikle doğumsal glokom, akraba evliliği nedeniyle dünya
ortalamasının üstünde. Yenidoğan bebeklerde 10 bin canlı doğumdan birinde
görülüyor. İri gözlü olan bu bebeklerin gözlerinin saydam tabakaları bulanık
veya gri olabiliyor. Bu bebekler ışıktan rahatsız oluyor, sulanma yaşıyor ve gözlerini
açamıyorlar” dedi.
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmalısınız.
İçerik bulunamadı.
İçerik bulunamadı.
Bu içerik için henüz yorum yapılmamış.