Kulak Çınlaması Nelerin Habercisi?

Kulak Çınlaması Nelerin Habercisi?

Sürekliliği halinde sinirlilik, huzursuzluk ve bazı klinik depresyonlara neden olabilen kulak çınlamalarının vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gerekiyor.

Kulak çınlaması, yaş ve cinsiyet gözetmeksizin toplumun yüzde 10-15'inde görülüyor. Sürekliliği halinde uykusuzluk, sinirlilik, huzursuzluk ve bazı klinik depresyonlara neden olabilen kulak çınlamalarının vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gerekiyor. Tedavi edilmemesi halinde yaşam kalitesini bozan kulak çınlamaları dış etkenlerin yanı sıra, kişilerin sistemik rahatsızlıkları ve buna bağlı olarak uygulanan ilaç tedavileriyle de tetiklenebiliyor Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. M. Engin Çakmakçı'dan kulak çınlamasına dair merak edilenleri öğrendik.

Kulak Çınlaması Nedir?

Tıp dilinde "tinnitus" olarak adlandırılan kulak çınlaması, gerçekte tek başına bir hastalık değil, belirti. Kişinin, ortamda var olmayan sesleri kulağında veya kafasının içinde duyması olarak tanımlanıyor.

Çınlamalar süresine, şiddetine ve şekline göre de tarif edilebiliyor. Bu ses sürekli olabileceği gibi, pulsatil yani nabız tarzında ya da aralıklı olarak duyulabiliyor. Çınlamanın şiddeti de farklılıklar gösterebiliyor. Kişinin duymasını bozacak derecede şiddetli olabileceği gibi, sadece sessiz ortamda da duyulabiliyor. Çınlama sesleri şekline göre tek bir tonda ya da kompleks sesler şeklinde de olabiliyor. Daha çok tiz tonlarda olan çınlama sesi, hastalar tarafından genellikle zil sesi, uğuldama, rüzgar sesi, dalga sesi, motor gürültüsü, sinek vızıltısı, ıslık sesi, elektrik akımının çıkardığı ses, televizyonun vınlaması, çekirge ya da cırcır böceği sesi gibi pek çok şekilde tanımlanıyor. Çınlamaların büyük çoğunluğu subjektif (öznel) oluyor. Bu çınlama türü, hasta dışında kimse tarafından duyulamıyor, tarif edilemiyor. Genellikle kulak ve işitme sinirini ilgilendiren sorunlar ile boyun ve baştaki bazı hastalıklar nedeniyle oluşuyor. Nadir görülse de, yakınındaki bir kişi tarafından da duyulan objektif (nesnel) çınlamalar da oluyor. Bu çınlamalar damarlarla ilgili sebepler (ateroskleroz, anevrizma gibi) ve nöromüsküler sebeplerden (yutak ve geniz arasında bulunan bazı kasların istemsiz kasılması yani seğirmesi) kaynaklanabiliyor. Bu tür hastalarda omzun, başın veya çenenin hareketi ile çınlama şiddeti ya da şekli değişiklik gösterebiliyor.

Görülme Sıklığı Yaşa Göre Değişiyor Mu?

Kulak çınlamaları çocuklar dahil olmak üzere her yaşta görülebiliyor. Toplumda görülme sıklığı yüzde 10-15 arasında olan kulak çınlaması, 40 yaşından sonra artarak, 55-65 yaş aralığında daha da belirgin hale geliyor. En yaygın 65-79 yaş grubunda görülen bu rahatsızlık, 80 yaşından sonra azalmaya başlıyor. Özellikle 55-65 yaş grubunda olan her beş kişiden birinde kulak çınlaması görülebiliyor.

Sosyal yaşamı bozacak derecede ciddi çınlaması olan hastaların oranı ise yüzde 0.5. Genellikle erkeklerde kadınlara oranla biraz daha fazla görülen kulak çınlamasının sebebi ise erkeklerin çalıştıkları işlerde, kadınlara göre daha fazla gürültüye maruz kalmaları olabiliyor.

Bu Durum Günlük Yaşamı Nasıl Etkiliyor?

Sürekli kulak çınlaması; sinirlilik, huzursuzluk, yorgunluk, uykuya dalmada zorluk ve bazı durumlarda klinik depresyona bile neden olabiliyor. Özellikle çocuklarda dikkat dağınıklığı ve davranış bozukluğu olarak kendini gösteriyor. Çınlama sürekli hale geldiğinde, özellikle beyin ile ilgili hastalıklar olabilir endişesiyle, kişiler doktora başvuruyorlar.

Risk Faktörleri Neler?

Bazı faktörler kulak çınlamasına neden olabiliyor ya da şiddetini artırıyor. Özellikle hipertansiyon ve geçmişte sigara kullanımı ile kulak çınlamasının ortaya çıkması arasında doğru orantılı bir ilişki bulunuyor. Ayrıca günümüzde gençlerin kullandığı ve yüksek sesli müzik dinledikleri kulaklıkların iç kulakta yarattığı ‘akustik travma’ da kulak çınlamasının önemli hazırlayıcıları arasında sayılıyor.

Kulak Çınlaması Hangi Hastalıkların Belirtisi?

Pek çok etken ya da hastalık, kulak çınlamasının sebebi olabiliyor. Kulak çınlamasının mekanizması henüz tam olarak bilinmese de, özellikle iç kulakta işitmeyi sağlayan iç ve dış tüylü hücrelerin yıpranmasına bağlı olduğu kabul ediliyor. Diğer yandan kulak ve işitme siniri dışındaki sebeplerde, beyin sapındaki işitme çekirdeğinde çaprazlaşan sinir liflerinin bu sorunun ortaya çıkmasında pay sahibi olduğu da düşünülüyor. Kulak hastalıkları geçici, aralıklı veya kalıcı çınlama sebeplerinin başında geliyor. Özellikle iç kulak tipi işitme kayıplarında kulak çınlaması yüzde 80 oranında görülüyor. Kulak çınlaması olan hastaların yüzde 8’inin işitmesi normal oluyor. Ancak işitme kaybı arttıkça çınlama oranı da artıyor. Alerjik nezle, geniz eti, sinüzit, diğer nezleler gibi burun tıkanıklığı ve geniz akıntısına sebep olacak her şey kulak problemine de yol açabileceği için çınlama nedeni olabiliyor. Dış kulak yolunu tıkayan kirler, orta kulak enfeksiyonları, seröz otit denen ve sıklıkla çocuklarda görülen orta kulakta negatif basınç ve sıvı birikimi ile gelişen durumlar, kulak zarı delinmeleri, kulağa olan künt travmalar ile çene eklemi ağrı sendromu ve hastalıkları da çınlama nedenleri arasında sayılıyor.

Ne Zaman Doktora Başvurmak Gerekiyor?

Kulak çınlaması süreklilik kazanmışsa, baş dönmesi eşlik ediyorsa ve özellikle tek taraflı ise bir kulak burun boğaz uzmanına başvurmak gerekiyor. Kulak çınlamasının şiddeti artmışsa, günlük yaşantıyı ve iletişimi bozacak konsantrasyon problemi oluşturur hale gelmişse mutlaka tedavi edilmesi öneriliyor.

“Yapılan çalışmalar, 4 yıldan az olmamak kaydıyla, her gün 10 dakika ve daha fazla cep telefonu ile konuşanlarda kronik kulak çınlamasının katlanarak arttığını gösteriyor.”

Kesin Tanı Nasıl Konuluyor?

Hastanın öyküsü ve muayene bulguları önem taşıyor. Bu bilgiler kulak çınlamasına neden olabilecek hastalık hakkında önemli ipuçları verebiliyor. Yapılacak işitme testleri ve MRI gibi radyolojik testler ise tanıda yardımcı oluyor. Beyin sapı uyarılmış potansiyellerinin ölçümü (ABR) de bazı durumlarda yol gösteriyor. En önemli konu ise altta yatan, ileri tedavi gerektirebilecek ve bu tedavi ile çınlamayı ortadan kaldırabilecek bir hastalığın saptanması. Ancak nicel olarak tinnitusun varlığını ortaya koymak zor oluyor. Objektif tinnitusta, yaygın olarak kullanılmasa da dışarıdan verilen ses frekansı ile şiddeti (dB), çınlama frekansında ve 5 dB daha yüksek ise çınlama duyulmuyor. Bu da çınlamanın frekans ve şiddetinin saptanmasını sağlıyor.

Kulak Çınlaması Tedavi Edilebiliyor Mu?

Subjektif tinnitusun tedavisini kesin olarak sağlayacak ilaç henüz bulunamadı. Çınlamaya neden olabilecek etkenlerin ortadan kaldırılması, altta yatan sebebin saptanması ve ardından bu sebebin tedavi edilmesi gerekiyor. Hiçbir sebep bulunamamışsa şikayetlerin azaltılmasına yönelik ilaçlar kullanılıyor. Tedavinin ardından sigara, alkol ve kafeinden uzak durmak, yüksek sesli ortamlardan sakınmak, bazı ilaçları mecbur kalmadıkça kullanmamak da rahatsızlığın ortadan kalkmasına yardımcı oluyor.

Kulak Çınlamasından Korunmanın Yolları

  • Yüksek şiddetteki gürültüden (70-90 dB arasında sürekli bir ses veya 100 dB üzerindeki patlar tarzdaki seslerden) akustik travma yaratabileceği için uzak durulmalı. Çınlamaya yol açabilecek ilaçlar, eğer çok gerekli değilse kullanılmamalı. Hipertansiyon ve diyabet tedavi edilmeli.
  • Fazla tuzlu yiyeceklerden uzak durulmalı ve kan basıncı düzenli şekilde kontrol ettirilmeli.
  • Daha hareketli bir yaşam tarzı benimsenmeli. Çünkü hareketli yaşam, kan dolaşımının daha iyi düzenlenmesini de sağlıyor. Sensorinöral işitme azlığı yapabilecek kolesterol ve trigliserid yüksekliği için diyet uygulanmalı.
  • Kulakta çınlamaya yol açabilecek hastalıklar (Meniere hastalığı, buşon, eksternal otit, tümörler) tedavi edilmeli, östaki disfonksiyonu ve alerjik hastalıklar için uygun tedavi yapılarak orta kulak havalanması artırılmalı.

Yorum Yap

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap

Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.

...