Ölüme Sebep Olan ve En Sık Karşılaşılan 5 Kanser

Ölüme Sebep Olan ve En Sık Karşılaşılan 5 Kanser

Baş-boyun kanserlerinin insanda görülen ve ölüme sebebiyet veren kanser türlerinin içinde en sık karşılaşılan 5. tür kanser olduğuna dikkat çekiyor.

Baş-boyun cerrahisinin ana ilgi alanları yüz-ağız-yutak-gırtlak-tükürük bezleri-tiroid bezi tümöral hastalıkları ve cerrahi tedavileridir.

Sinir-damar ve başkaca birçok kritik organ ile dolu bu bölgelerin cerrahisinde uzmanlaşmış olmak, bu bölgelerin anatomik bilgisine hâkim olmayı gerektirir.

Baş-boyun cerrahisi uygulamalarına örnek olarak guatr cerrahisi ve beraberinde boyundaki hastalıklı dokuların temizlenmesi, tükürük bezlerinin cerrahileri, gırtlak kanseri cerrahileri verilebilir.

Kulak-Burun-Boğaz Hastalıkları Uzmanı, Op. Dr. Mazhar Çelikoyar, baş-boyun kanserlerinin insanda görülen ve ölüme sebebiyet veren kanser türlerinin içinde en sık karşılaşılan 5. tür kanser olduğuna dikkat çekiyor…

Gırtlak kanserleri, tiroid kanserleri bu bölgede en sık görülen kanserler arasındadır. Yüz cildi kanserleri, tükürük bezi tümörleri, dil kanseri, dudak kanseri, kısaca bu bölgedeki her doku türünün bir kanseri olabilir.

Belirtileri Nelerdir?

Bir kanser bulunduğu yere göre belirti verir. Gırtlak kanseri ses kısıklığına veya nefes darlığına yol açabilir. Tiroid kanseri, boyunda beliren bir şişlik, bir yumru olarak kendini gösterebilir. Ağızdaki bir yara, dudakta iyileşmeyen bir yara, yüz cildindeki kabuklu veya renkli bir büyüme, sinsi bir burun akıntısı bir kanser işaretçisi olabilir.

En Zor Soru: Neden Kanser Oluruz?

Bugün kanser gelişiminde altta yatan nedenlere dair kapsamlı bilgi sahibiyiz. Ancak;

  • Gırtlak kanseri gelişiminde sigara içiminin başrol oynadığı söylenebilir. Sigara yalnızca gırtlak kanserinde değil, ağız içi ve boğaz kanserlerinde de önemli bir nedensel role sahiptir.
  • Ağız içi kanserlerinde yoğun tütün-sigara kullanımının kanserleşme riskini birleşik olarak daha da artırıcı bir etkisi vardır. Ağız bakımının ihmali, çok sayıda çürük dişin varlığı, kimyasal olarak insan bedeni ile uyumsuz maddelerin diş dolgularında kullanılmış olması, çevre dokuları sürekli zedeleyen tırtıklı sert oluşumlar da ağzı içi kanserlerine yol açabilmektedir.
  • Yutak kanserlerinde son yıllarda sıklığında belirgin artış gözlenen bir neden, HPV enfeksiyonlarıdır, bu mikroplar cinsel yolla taşınmaktadırlar.
  • Yüz cildi kanserlerinde güneşe aşırı maruz kalınması en önemli neden kabul edilmektedir.
  • Tiroid kanserlerinde radyasyonun önemli bir etkisi olduğu bilinmektedir.
  • Genel olarak, insan sağlığına, bedenine zararlı olduğu bilinen sigara gibi, yıkıcı etkilere sahip davranışlar veya uygulamalar kanser gelişimine yol açabilirler.

Kanserler Nasıl Tedavi Edilirler?

Dr. Çelikoyar kanserin tedavisinde birçok ayrı uzmanlık alanının birlikte çalışması gerektiğini belirtiyor: Baş-boyun kanserlerinde bu orkestrasyonu sağlayan kişi bir baş-boyun cerrahı olacaktır. Tedaviler, esasen cerrahi, ışınla tedavi, daha seyrek olarak kemoterapi ve bazen de bileşik tedaviler şeklinde gerçekleşecektir.

Baş-boyun kanserli hastaların çoğunluğu ilk belirtilerle bir Kulak-Burun-Boğaz uzmanına başvurmuş olmalıdır. Birçok kez tanı koymak için ilk araç şüpheli dokudan parça almaktır. Endoskopik muayene ile tamamlanması gereken bu aşamadan sonra eldeki verilere göre ikinci aşamaya geçilir. Birinci aşamayı, yani hastalığın adının konmasını izleyen ikinci aşamada ise hastalığın türüne göre ileri incelemelerle hastalığın yaygınlığı, bir başka deyişle evrelendirmesi yapılacaktır.

Endoskopik Muayene De Demektir?

Endoskopik muayene denince akla sıklıkla gelen yemek borusu-mide ve bağırsaklara bakılması olmaktadır. Oysa endoskopi “içeriye bakmak” demektir. Bugün teknolojinin bizlere sunduğu olanaklarla çok ince kanalların içine dahi girip bakmak, hatta aynı şekilde işlemler, ameliyatlar yapmak olanaklı duruma gelmiştir.

Endoskopik Muayene Nasıl Yapılır?

Baş-boyun endoskopilerinin önemli bir bölümü hastanın oturduğu yerde yapılabilir. Çoğu kez herhangi bir anesteziye gerek kalmayacaktır. Burunun ve burundan girilerek burun arkasında yer alan geniz boşluğunun muayenesi basit, fakat önemli bilgiler veren bir endoskopidir. Dilin dışarı çıkarılması ile dilin arkasında yer alan alt boğaz bölümleri, yutak, gırtlağı görüntüleyebilen endoskoplar vardır. Baş-boyun kanserlerinin varlığının saptanması halinde üstteki endoskopik muayenelere ek olarak bronkoskopi ve ösefagoskopi (alt solunum yolları ve yemek borusunun endoskopik muayeneleri) yapılması planlanabilir. Bronkoskopi ve ösefagoskopi, uyuşturma veya uyutma gibi anestezi tekniklerinden birinin uygulanmasını gerektirirler.

Neden Endoskopik Muayene Olmam Gerekiyor?

Kanserli dokunun köken aldığı yerin belirlenmesi kadar yaygınlığı, komşu organların etkilenme durumu, kısaca kanserin o bölgede yaptığı tahribat araştırılması gereken bir durumdur. Ayrıca, baş boyun kanserlerinin bir bölümünde aynı anda ikinci bir kanser odağına da rastlanabilmektedir. Bu olasılık nedeniyle hastaların tanı anında ve daha sonraki kontrollerindeki muayenelerinin endoskopik yapılması gereklidir.

Endoskopiyle İncelemeler Biter Mi?

Ne yazık ki hayır! Hastalığın türüne göre hekiminiz ek incelemelere gerek duyacaktır. Bazı kan tahlilleri kaçınılmaz olarak yapılacaktır. Kan tahlilleri baş-boyun kanserlerinde hemen hep genel durumun kontrolü amaçlıdır; yani kansere özgü kan tahlili henüz söz konusu değildir. Muayeneyi tamamlayıcı işlemler sıklıkla röntgenler, bilgisayarlı tomografi, ultrasonografi, MR, sintigrafi, PET olacaktır.

Bu incelemelerle hastalığın derinlemesine etkileri araştırılacak, yaygınlığı, uzak yayılımları hakkında bilgi sahibi olunacaktır. Bu aşamada verileri toparlayan hekimler aralarında görüşme gereksinimi duyabilirler. Tıbbi bilgi birikimi ve kendi deneyimleri ışığında hastalarının tercihlerine de büyük özen gösteren hekimlerce tedavi planı oluşturulacaktır.

Kanser Tedavi Planı?

Kanserli yaşam uzun ve meşakkatli bir yolculuğa benzetilebilir. Herkesin, yani hastanın kendisinin, yakınlarının ve sağlık görevlilerinin tamamının ortak amacı bu sürecin en az sıkıntılı şekilde geçirilmesi ve olanaklıysa kanserden kurtulmaktır. Bu uğurda katedilecek yollarla ilgili öncelikle kapsamlı bilgi sahibi olmakta yarar vardır.

Kanserden kurtulma uğruna yapılacak tedaviler arasında baş-boyun kanserleri için cerrahi tedaviler ilk sırayı tutarlar. Örnek vermek gerekirse, yüz cildindeki bir kanserin tedavisi için o dokunun çıkarılması ve sonra da en uygun şekilde onarılması gerekecektir. Ancak, birçok baş boyun kanseri için ışın tedavisi de çok etkili bir seçenek oluşturmaktadır. Bugün gırtlak kanserlerinin tedavisinde ışın tedavisinin payını gitgide artırdığına tanık olmaktayız. Kimi zaman tek ana yöntemle (cerrahi, ışın tedavisi veya ilaçla tedavi) ile tedavi yeterli olurken, kimi zaman daha etkili tedavi gerekmekte, bu nedenle bileşik tedaviler yapılabilmektedir. Tedavi sıralaması, tercihi, tedavi sonrası olumsuz gelişmeler olması halinde çözüm üretilebilmesi, tedavi sonrası izlem, tedavi sırasında veya sonrasında destek hizmetlerin örgütlenmesi kapsamlı bir altyapı ile iyi bir planlamayı zorunlu kılmaktadır.

Günümüzde baş ve boyun kanserleri tedavi edilebilmekte ve hastalarımız hayatlarına uzun yıllar devam edebilmektedir!

Sağlıklı bir hayat sürebilmeleri için hastalar yakından izlenmekte ve aralıklarla kanserin nüksetme işaretlerine bakmak için bazı laboratuvar ya da görüntüleme testleri istenmektedir.

Baş ve boyun kanseri olan hastaların ciğerlerinde veya baş ve boyun bölgelerinde kanser nüksedebilir. Bu yüzden tedavi sonrasında yakından takip edilir. Nüksetmeler en çok tedaviden sonraki 2 yıl içinde olur. Bu nedenle tedavi edilmiş olan hastalar ilk 2 yıl her bir kaç ayda, izleyen yıllarda ise, tümöre ait bir ize rastlanmadığı takdirde daha az sıklıkla muayene edilirler. Hastaların kontrolleri belirlenmiş aralarla yapılıyorsa da, hastanın ya da çevresinin dikkatini çeken herhangi bir olumsuzlukta gecikmeksizin hekimine başvurması istenir.

Boyundan radyasyonla veya tiroid ameliyatı ile tedavi edilmiş birisi için, tiroid işlevlerine bakmak amacıyla kan testleri gerekebilir.

Radyoterapi, kemoterapi ve cerrahi tekniklerdeki gelişmelerle, hastanın asıl kanserini kontrol etme-tedavi etme-hastayı kanserden kurtarma oranları artmıştır. Ancak, baş, boyun ya da akciğerde ikincil kanser gelişimi halen önemli bir risktir.

Birçok çalışma göstermektedir ki hastanın yaşam kalitesi tedaviden sonraki ilk bir kaç ay kötüleşmektedir. Bundan sonrasında ise, eğer hasta sigarayı bırakmışsa, işler iyiye gitmektedir. Bir yıl içinde birçok hasta büyük oranda iyi ve mutlu hissetmektedir.

Baş ve Boyun Kanserinden Sonra Yaşam Tarzımda Nelere Dikkat Edeceğim?

Bir çok insan için, kanser teşhisi geçmişte hiç düşünmedikleri bir şekilde sağlıklarına odaklanmalarına yardımcı olur: “Sizi daha sağlıklı hale getirecek şeyler var mı?” “Belki daha iyi beslenmeyi ya da daha çok egzersiz yapmayı düşünebilirsiniz”. “Tütünü bırakabilirsiniz.” “Tütün bıraktırma ve koçluk servisleri tütünü bütünüyle bırakma şansınızı arttırabilir.” “Stres seviyenizi kontrol altında tutmak bile işe yarayabilir.” “Kalan yaşamınız için pozitif etkileri olacak değişiklikler yapmayı düşünmek için şimdi iyi bir zaman.” “Daha iyi hissedeceksiniz ve daha sağlıklı olacaksınız.”

Kanser tedavisinden sonra yapılabilecek en iyi şeylerden biri sağlıklı yemek yeme alışkanlığını devreye sokmaktır. Sağlıklı yiyecek çeşitlerini artırmak gibi küçük değişikliklerin uzun süreli etkileri azımsanmayacak orandadır. Sağlıklı bir kiloya gelmek ve orada kalmak, sağlıklı beslenmek, birçok sağlık faydasının yanı sıra kanser riskini de azaltır.

Unutmayalım ki; tütün kullanımı, baş ve boyun kanserleriyle açık bir şekilde bağlantılıdır. Bu yüzden sigara ve alkol kullanmamak kanserin nüksetme riskini azaltabilir. Tedavi süresince sigara içmek tedavinin de etkisini azaltır. Bu nedenle sigarayı bırakmak çok önemli bir etkendir. Sigarayı bırakmak diğer kanser risklerini azaltır. Ayrıca, iştahı ve genel sağlığı da iyileştirir.

Yorum Yap

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap

Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.

...