Bu yazı 03 Haziran 2016, Cuma tarihinde yayınlandı ve 865 defa okundu
Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdemir makyaj malzemelerinin güneşin etkisi ile değiştiğini ve zararlı hale geldiğini belirtti.
Medipol
Üniversitesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa
Özdemir, güneşe maruz kalan veya sıcak ortamda bekletilen kozmetik ürünlerin
bütünlüğünün bozulduğunu belirterek, "Bu nedenle yaz döneminde güneşli
ortamlarda veya gün boyunca kozmetik ürünlerin kullanılmaması ya da minimal
düzeye indirilmesi faydalı olacaktır" ifadesini kullandı.
Özdemir, yaz
mevsiminde kozmetik ürünlerin kullanımına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada,
güneşin ciltte enfeksiyonlara yol açabilecek bazı bakteri ve mantarları etkisiz
hale getirdiği gibi kemikler ve D vitamini sentezi için de önemli olduğunu
ifade etti. Fazla güneş temasının ise bir ucu kansere kadar varan bazı cilt ve
iç organ hastalıklarının tetiklenmesine neden olabildiğine dikkati çeken
Özdemir, güneş ışığına karşı alınacak basit önlemlerin, cildin daha sağlıklı ve
daha güzel kalmasına katkı sağladığını bildirdi. Özdemir, şunları kaydetti:
"Güneş ışığı, spot ve floresan lambalar, sıcaklık ve nem, kozmetik
malzemelerinin daha kısa sürede özelliğini kaybetmesine neden oluyor. Güneşe
maruz kalan veya sıcak ortamda bekletilen kozmetik ürünlerin bütünlüğünün
bozulduğu gözle görülebiliyor. Bu nedenle yaz döneminde güneşli ortamlarda veya
gün boyunca kozmetik ürünlerin kullanılmaması ya da minimal düzeye indirilmesi
faydalı olacaktır. Kullanılması zorunlu durumlarda üzerlerine en son olarak
güneş koruyucu ürünler sürülmelidir. Aksi takdirde güneşle temas eden
kozmetiklerdeki bozulmalar cildimizde çeşitli yan etkilere neden olabilir.
Deniz veya havuz suyunun temizliğine dikkat edilmemesi cildimizde çok sayıda çeşitli
enfeksiyonların gelişmesine neden olabiliyor. Cildimize yerleşen bir takım
mantar ve bakteriyel enfeksiyonlar için temiz deniz suyu oldukça faydalı.
Ayrıca deniz suyu sedef gibi birçok cilt hastalıklarına da iyi gelebiliyor.
Bununla birlikte havuz suları içerdikleri dezenfektan maddelere bağlı cildimizde
alerjik kaşıntılara neden olabiliyor. Havuz kenarlarında ve şezlonglarda
yeterli derecede hijyen olmadığı takdirde siğil ve molloskum gibi viral
enfeksiyonlarla birlikte çeşitli mantar enfeksiyonlarına da yol
açabiliyor."
"Suya
dayanıklı güneş kremleri kullanılmalı"
Deniz ve havuz sonrası alınan duşların ardından ciltte kuruma ve kaşıntıya
meyleden çeşitli hassasiyetler gelişebileceği uyarısında bulunan Özdemir, bu
gibi durumların önüne geçmek için duş sonrası su bazlı hafif vücut
nemlendiricileri kullanmanın iyi olacağını belirtti.
Özdemir, tatildeyken yapılabilecek cildi koruma önlemlerini şu şekilde
sıraladı:
"Cildinize ve yapacağınız etkinliğe göre uygun bir güneşten koruyucu
olmazsa olmazlardan. Tatilde aşırı güneşe maruz kalacağımız için güneş
koruyucumuz mutlaka SPF 50 faktör olmalı. Güneşten koruyucu kremlerde mutlaka
"water-resistant" yani suya dayanıklı ibaresi olanlar kullanılmalı.
Havuz veya denizde güneşten koruyucu kremler 45 dakikada bir sürülmeli. Güneşin
dik olduğu öğlen saatlerinde dış aktiviteden kaçınma, güneş gözlüğü, şapka
kullanma önemli.
Güneş ve deniz banyosunu takiben duştan sonra uygun nemlendirici kullanma ve
mümkünse akşamları güneşe bağlı cildimizde oluşan oksidatif hasarı azaltan c, e
vitamini gibi antioksidan içeren kremlerin kullanılması iyi olacaktır. Yaz
meyve sebzelerini bolca tüketmek cilt sağlığı açısından iyi gelecektir.
Özellikle güneş hassasiyetini artıran furokumarin içeren bergamot, limon gibi
meyve ve sebzelerin tüketilmemesi gerekir."
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmalısınız.
İçerik bulunamadı.
İçerik bulunamadı.
Bu içerik için henüz yorum yapılmamış.