Bu yazı 29 Eylül 2014, Pazartesi tarihinde yayınlandı ve 2219 defa okundu
Alerji; insanın savunma sisteminin genellikle zararsız maddelere karşı verdiği abartılı tepkidir ve genellikle çocukluk çağında başlayarak uzun yıllar, hatta yaşam boyu devam eder. Alerjik hastalıklar yüzyılın başlarında nadir hastalıklar olarak görülürken, çevredeki olumsuz değişimlerin tetiklemesiyle son 30-40 yılda çok ciddi oranda arttığını belirten Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Pediatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nerin Bahçeciler Önder ile Öğrt. Üyesi Doç. Dr. Arzu Babayiğit Hocaoğlu; tedavi yöntemlerinden en önemlisinin ve geçerlisinin "Alerjen Immünoterapisi" olduğunu vurguladı.
Alerjiler genellikle çocukluk çağında
başlar ve uzun yıllar devam eder. Özellikle çocuklarda en sık görülen
kronik hastalıklar alerjik hastalıklardır. Bebeklik döneminde süt, yumurta gibi
gıdalara gelişen alerji, alerjik egzama ya da gıda alerjisi olarak ortaya çıkar
ve yıllar içinde çocuk büyüdükçe solunum sistemi ile ilgili alerjilerin
belirtileri başlar. Ev tozu, küf, nem, polen gibi alerjenlere duyarlı hale
gelme sonrası, alerjenle karşılaştıkça tekrarlayan veya sürekli hırıltı,
öksürük, burun akıntısı, burun tıkanıklığı gibi belirtilerle kendini gösteren
alerji, yaş ilerledikçe zamanla azalıp artsa da kesin olarak yok olmaz ve hayat
boyu devam eder.
Yüzyılın başlarında nadir hastalıklar olarak
görülen alerjik hastalıklar, zamanla çevredeki olumsuz değişimlerin
tetiklemesiyle son 30-40 yılda çok ciddi oranda artmıştır. Araştırmalara göre
15 yıl içinde Avrupa nüfusunun yarısından fazlasının herhangi bir çeşit alerjiden
yakınacağı öngörülmektedir.
Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi Pediatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nerin Bahçeciler Önder ile
Öğrt. Üyesi Doç. Dr. Arzu Babayiğit Hocaoğlu'nun yaptığı açıklamaya göre;
günümüzde alerjiler, çoğu zaman kısa süreli kullanılan ve öksürük, hırıltı,
kaşıntı gibi belirtileri azaltan ya da daha uzun süreli kullanılan kontrol
edici (kortizonlu spreyler) ilaçlarla tedavi edilmektedir. Kontrol edici
ilaçlar kullanılmadığı takdirde hastalığın ağırlığı gittikçe artmakta ve
kronikleşme gibi ciddi sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Buna rağmen yıllar
süren devamlı etkin bir tedaviden sonra günlük kullanılan kontrol
edici ilaç kesilince belirtiler tekrar ortaya çıkabilmektedir.
Önemli olan nokta ise, uzun süreli ilaç tedavileri yan etki olasılığını aynı
zamanda yan etki korkusunu beraberinde getirmektedir. Tüm bu nedenlerden dolayı
bilim insanları, kalıcı iyileşme ile sonuçlanan tedavilere yönelme gereği
duymuştur. Bu tedavi yöntemlerinden en önemlisi ve geçerlisi "Alerjen Immünoterapisi"
olarak adlandırılmaktadır.
"Alerjen Immunoterapisi", astım ve
alerjik rinit şikayetlerin giderilmesinin yanı sıra ömür boyu iyileşmeyi
sağlamakta, astım gelişimini ve yeni alerjenlere duyarlı hale gelmeyi
önlemektedir.
"Alerjen Immunoterapi" hastaya
duyarlı olduğu alerjen veya alerjen karışımının giderek artan dozlarda
enjeksiyon veya dil altı yoluyla düzenli olarak verilmesi sonucu
immun sistemin bu alerjene yanıt vermemeyi öğrenmesini ve tolere etmesini
sağlayan tıbbi yöntemdir. Doğru tanı sonrası iyi kalitede, iyi tanımlanmış
ve klinik olarak etkin alerjen preparatları kullanıldığında alerji, bireylerin
hayatını değiştirebilmektedir. Bu tedavinin başlanmasından ortalama altı
ay sonra klinik belirtiler ve ilaç tedavisine ihtiyaç belirgin olarak
azalmakta, pek çok olguda bir yıl sonunda ilaç gereksinimi
kalmamaktadır.
Uzun vadede yeni alerjenlere duyarlı hale
gelme önlenmekte, çocuğun hastalığının ilerlemesi durdurulmakta ve astım
gelişimi önlenebilmektedir. Aşı tedavisi, başlandıktan sonra en az
üç yıl devam etmelidir. Dünyada yüz yıldan uzun süredir kullanılmakta olan
"Alerjen Immunoterapi" yöntemi daha önce iğne tedavisi olarak
uygulanmış ancak son 20 yıldır dil altına uygulanan, hastaların evlerinde
kolayca tatbik edebilecekleri yöntem popülerlik kazanmıştır. Bu tedavi
yönteminde uygun hasta ve alerjen seçimi sadece alerji uzmanlarınca
uygulanabilmektedir.
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmalısınız.
İçerik bulunamadı.
İçerik bulunamadı.
Bu içerik için henüz yorum yapılmamış.