Bu yazı 25 Eylül 2014, Perşembe tarihinde yayınlandı ve 1279 defa okundu
Balık İnsan vücudunda yaş ilerledikçe bazı fonksiyonlarda azalmalar görülür. Hafızada yavaşlamalar, unutkanlıklar, damarlarda kireçlenmeler, deride kuruluk, yaşlanma çizgileri ve kırışıklıklar ortaya çıkar.
Öyle
bir besin olsa ki hem yaşlanmayı yavaşlatsa, hem kalbi ve damarları korusa, hem
unutkanlığın önüne geçse, hem beyin fonksiyonlarını iyileştirse, hem kırışıklıkları
azaltsa. hem metabolizmayı hızlandırsa, hem de yağları yaksa... Balık ve balık
yağı insan vücudunda tüm bu metabolik sistemi düzenleyen mucize bir besin. İç
Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya balık ve balık yağının insan vücudu üzerine
olan çok yönlü etkisi hakkında bilgi veriyor:
Vücutta
üretilmeyen, dışardan beslenme ile vücuda alınması gereken, çoklu doymamış yağ
asitleri olan EPA ve DHA'dan en zengin besin balıktır.
Balığın içindeki bu
kıymetli yağ asitleri kanın damar içinde daha sıvı akmasını sağlar.
Kan dolaşımını
iyileştirir, organların daha iyi kanlanmasını sağlar.
40'lı yaşlardan sonra
hafızayı güçlendirir.
Unutkanlığı önler.
Haftada 3 gün balık
tüketmek iyi kolesterolü arttırır, kötü kolesterolü azaltır ve kalp-damar
hastalıklarından korur.
Özellikle çocuklarda
beyin gelişiminde çok önemlidir. Çocuklarda spontan dikkati arttırır.
Beyin gelişimini
destekler.
Bazı
araştırmalarda ise çocuk hiperaktivitesine karşı da koruyucu olduğu biliniyor.
Balık çok zengin bir protein kaynağıdır. Yenilen balık proteinini vücut nerede
ise %95'ini kullanır. Balık da madensel tuzlar, mineraller ve eser elementlerde
çok güçlü bir şekilde bulunur. Yani balık fosfor, iyot, kalsiyum ve flor
açısından oldukça zengindir. A, B vitaminleri, D vitamini içerir. Özellikle içerdiği
flor, fosfor ve D vitamininin, çocuğun kemik gelişiminde, diş gelişiminde ve
iskelet sağlamlığında çok önemlidir. Menopoz sonrasında düzenli balık tüketimi
kemikleri güçlendirir.
Balık
yağının kanı inceltici özelliği özellikle deriye olan kanlanmayı da arttıracağı
için ciltte oluşabilecek kırışıklıkları azaltır. Sadece çocukluk çağında değil
annenin gebeliğinde de düzenli balık tüketiminin çocuğun beyin gelişimini iyi
yönde etkilediği biliniyor. Balığın yoğurtla tüketilmesi kişiyi zehirler diye
bir şehir efsanesi vardır. Ancak balık taze ise böyle bir durum söz konusu
olmaz. Balığın taze olduğunu en iyi gözlerine bakarak anlayabilirsiniz. Saydam
ve canlı göz taze olduğunu gösterir. Bununla beraber balığın solungaçları
kırmızı derisi de parlak olmalıdır.
Elinizle
etine bastırdığınızda çukur kalmamalıdır. Balık oda sıcaklığında 2 saatten
fazla bekletilmemelidir. Buzdolabında en fazla 1-2 gün, derin dondurucuda 3-4
ay arasında saklanılabilir. Balığı asla kızartarak yemeyin, yedirmeyin. Balık
kızartıldığı zaman besin değerini kaybeder ve içerdiği kalori yükselir. Izgara
yapmak, fırınlamak veya sebzelerle birlikte buharda pişirmeyi daha çok tercih
edin. Açık sularda yaşayan balıklarla çiftlik balıkları arasında besin değeri
açısından farklılıklar vardır. Açık denizde yaşayan balıklar doğal yosunlarla
veya daha küçük balıklarla beslendikleri için mineral ve vitamin açısından daha
zengindir.
EPADHA oranları daha yüksektir. Denizlerin
kirlenmesinden dolayı balıkların vücudunda da civa gibi ağır metaller birikebilmekte.
Özellikle derin sularda yaşayan ve küçük balık yiyerek beslenen balıklarda bu
durum daha çok görülebilmekte. O nedenle balık alırken de yosunla beslenen ve
yüzey balıklarını tercih etmekte fayda var.
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmalısınız.
İçerik bulunamadı.
İçerik bulunamadı.
Bu içerik için henüz yorum yapılmamış.