Bundan yaklaşık 150 yıl önce Fransız kimyager Maurice Gobley, lesitini yumurtanın sarısının içinden ayırmayı başardı. Bu maddenin emülsiyon etkisini fark ederek onu “lecithin” olarak adlandırdı. Yunanca “lekithos”dan gelen lesitini yumurtanın sarısı anlamına geliyor. Bu ismi koymasının sebebi yumurta sarısının çok fazla lesitin içermesi.
Hiçbir hücre lesitin olmadan varolamaz. Beyin, sinir sistemi ve organlardaki kontrol mekanizmalarının hiçbiri işlevlerini yerine getiremez. Bu sebeptendir ki lesitin'e biyolojik yaşam kurucu denir ve temel gereksinimdir. Lesitin ve onu oluşturan bileşim, her canlı varlığın sağlığı ve fonksiyonları için çok önemlidir.
Lesitin (Lecithin), Soya fasulyesinin sağlıklı yaşama doğal bir hediyesidir. Lesitin, insan vücudundaki yaşayan her hücrenin ihtiyacı olan bir yağdır. Besinlerin hücre içine giriş ve çıkışlarını ayarlayan hücre zarı yapısının büyük kısmı lesitin'den oluşur. Lesitin, beynin temel yapı taşlarından birisidir. Beynin kuru ağırlığının %30'unu, aynı zamanda sinir sisteminin %17'sini oluşturur. Kas dokusunda özellikle kalp kası dokusunda, endokrin salgı bezlerinde ve böbreklerde bulunan önemli bir yapı taşıdır. Diğer taraftan tüm karaciğer yağlarının %73'ünü kapsar. Lesitin, damarlarda birikmiş olan kolesterol plaketçiklerini küçük parçacıklara böler, böylece damar çeperindeki yığımlanmaları önler. Bu besin, damar sertliğine ve kardiyovasküler hastalıklara (kalp damar hastalıkları) karşı vücudu korur. Kanın vücutta daha rahat dolaşmasını sağlayarak plaketçiklerden ötürü oluşabilecek damar tıkanıklıkları riskini azaltır.
Ayrıca beyin foknksiyonlarının sağlıklı ve doğru çalışmasına yardımcı olduğu gibi thiaminin (B1 vitamini) karaciğerde ve A vitamininin bağırsaklarda emilmesini sağlar. Vücut enerjisine katkıda bulunmasının yanısıra, yaşlanma etkilerinin azaltılmasına, bağışıklık sistemi rahatsızlıklarına, kronik yorgunluk sendromuna ve alkol yüzünden zarar gören karaciğer hücrelerinin onarımına yardımcı olur. Aslında Lesitin, alkol nedeniyle meydana gelen karaciğer harabiyetlerinin (siroz gibi) süratle giderilmesindeki en önemli maddelerden birisidir. Gerekli şartlar sağlandığında Lesitin karaciğerde yüksek miktarlarda üretilir, safra ile bağırsağa geçer ve kana karışır. Lesitin vücuttaki yağların taşınmasında önemli bir rol oynar ve hücrelerin kolesterol ve diğer yağları kandan alarak kullanmalarını sağladığı gibi kolesteroldan yapılan safra asitlerinin miktarını da arttırır. Lesitin, kolesterol ve diğer yağların suda dağılmasını ve vücuttan atılmasını da sağlar. Böylece kandaki kolesterol miktarını düşürmüş olur. Bu özelliği sayesinde de hayati organların ve damarların yağlanmasını engeller. Lesitin, özellikle kalp ve kan damarları sağlığı için çok önemli bir besin olduğundan, herkes için çok değerlidir. Lesitin fosfor bakımından da oldukça zengin olup, beyine kuvvet ve dinçlik vermek için demir, iyod ve kalsiyum ile birleşir.
Lesitin ile ilgili yapılan bilimsel araştırmalarda ciltteki sarı-kahverengi görünüm , vücutta gamma-globulin i arttırdığı, diyabette (şeker hastalığı) insülin ihtiyacını azalttığı ve sivilce (akne), ekzema ve sedef (psoriasis) gibi cilt hastalıklarının tedavisinde kıymetli bir yardımcı madde olduğu bulunmuştur. Lesitin kolesterol ve trigiliserid (triglyserid) düşürücü ilaçlar kullanan özellikle orta yaş ve üzerindeki kişilerin bu ilaçların yanında kullanması gerekli olan bir doğal yağ asitidir. Lesitin çok güçlü bir beyin besleyicisidir. Aynı zamanda yaşlanmayı yavaşlatan ve kolesterol seviyesini azaltarak kan basıncını (tansiyon) düşüren bir maddedir. Lesitin bir yağ olmasına rağmen, kısmen suda erir, böylece emülsifer, yani yağın donarak katılaşmasını engelleyen bir madde olduğu için bir çok gıda maddesinde, diyet maddelerinde, kozmetikte ve farmasotik preparatlarda da kullanıldığı gibi vücuttaki yağları eritme özelliği vardır. Lesitin'in yemeklerle beraber veya yemekten önce alınımı, vücuda giren yağların depolanmadan yok edilmesini sağlar. Vücutta lesitin eksikliği unutkanlığa, sindirim problemlerine, yağlara karşı tiksintiye, bulantıya, hipertansiyona, eklem ve kas problemlerine neden olabilir. Lesitin, herhangi bir kişinin beslenmesi veya diyeti için akıllıca bir seçimdir çünkü vücut tarafından hergün bol miktarda kullanılır. Aynı zamanda yağda çözülebilen vitaminlerin emilişine (absorption) yardımcı olur (Tiamin ve A vitamini gibi). Lesitin aynı zamanda temel yağ asitlerinden kolin (Phosphadidyl Choline) ve inositol un başlıca kaynağıdır. Kolin, vücut metabolizması içinde yağların yakılmasına veya sindirimine yardımcı olan lipotropik bir maddedir. Kolin, gliserol ve belli yağ asitleriyle birleşerek lesitin'i oluşturur. Sinir dürtülerinin elektriksel denetiminde temel madde olan asetil-kolin'in oluşumuna da yardım eder. Lesitin kolik asit (Normal safra salgısının bir bileşiği) ile birlikte safra taşı olan hastalara verildiğinde, taşların eritilmesine yardımcı olur.
Lesitin, ticari olarak 1200 mg'lık kapsüller halinde sunulmakta olup; %35 'oranında Phosphadidyl Choline içerecek şekilde standardize edilmiştir. Yemeklerle beraber günde 3 defa 1 kapsül alınabilir.