Bu yazı 15 Haziran 2016, Çarşamba tarihinde yayınlandı ve 722 defa okundu
Çay hepimizin vazgeçilmezi, yegâne dost. İşte, evde ya da dışarda çaysız anlarımız o kadar az ki. Çay sevdası başkadır bizlerde. Her öğünün ardından yudum yudum içilir.. Ağzımızdan çıkana yansır o sıcacık ve muhabbetin tadı olur çay. Öyle bir vazgeçilmezlik ki o, tasavvufta talebe. Hastaya şifa. Üşüyene soba. Çay dosttur vesselam…
Camellia sinensis (L.) bitkisi Theaceae (çaygiller)
familyasındandır. Çin, Japonya, Kuzey Hindistan, Endonezya gibi doğu ve
Uzakdoğu ülkelerinde yetişen ve uygun iklim koşullarına sahip diğer ülkelerde
de kültürü yapılan, binlerce yıldan beri tanınan bir bitkidir. Bu bitkinin
önemi yapraklarının dünyada sudan sonra en çok tüketilen içeceğin
hazırlanmasında kullanılmasından dolayıdır.
Çayın içecek olarak tüketilmeye başlaması Çin’de 5
bin yıl öncesine dayanmaktadır. Bir efsaneye göre büyük Çin imparatoru Shen
Nong’un hizmetlilerinden biri bahçede su kaynatırken bir yaprak suyun içine
düşer. Yaydığı koku imparatoru etkiler ve meraklı kişiliğiyle tanınan imparator
tadını da denemek ister. Böylece çay insanoğlunun vazgeçilmez dostu olur.
Çay bitkisi olarak bilinen Camellia sinensis uzun
yıllardır Çinliler tarafından bilinen ve kültürü yapılan bir bitkidir. Eski
zamanlardan bu yana çay, Çin’de pek çok değişik hastalığa karşı kullanılmıştır.
Çayın ilaç olarak kullanımından içecek olarak kullanımına geçilmesi
M.Ö.1124-222 yılları arasına denk düşmektedir ve M.Ö. 221-206 arasındaki
dönemde çayın popülaritesi gün geçtikçe artmış ve tıbbi çay, tonik çaya
dönüşmüştür. Bu iki çayın arasındaki fark ise şöyle tanımlanı: “Tıbbi çay
hastalığa şifa olarak kullanılır, tonik çay ise hastalıklara karşı korunma
amaçlı kullanılır”. Çin Tıbbının genel felsefesi ise yine hastalık öncesi
korunmadır. M.Ö. 206-M.S. 220 yılları arasında çay içimi hızlı bir şekilde
yayılmaya başlamış ve Materia Medica’da çayın tıbbi etkileri, bitkisel
zehirlere karşı antidot olarak, baştaki şişlik ve apselere karşı ve uyku
önleyici olarak bildirilmiştir. Dönemin ünlü cerrahlarından Hua Tuo, tezinde
çayın etkilerini “acı çay içmek, insanı daha iyi düşündürür hale getirir”
diyerek özetlemiştir.
M.S. 220-280’li dönemde ise insanlar, çok fazla
alkol tüketimine bağlı olan sıkıntılarını gidermek için çay içmeye
başlamışlardır. Çay, alkol ve etkilerine karşı kullanılan popüler bir ilaç
haline gelmiştir.
Çay bitkisinin kültür, hasat ve üretim koşulları
ile ilgili gelişmeler M.S. 618-906 yılları arasına rastlamaktadır. Bu dönemde
yeşil çay ilk defa elde edilmiş ve çay artık Çin’in ulusal içeceği olarak değer
görmeye başlamıştır. M.S. 960-1279 yıllarında da çay popülaritesi artmaya devam
etmiş ve çay evleri açılmaya başlamıştır. Siyah çay üretimi ise ilk defa M.S.
1368-1644 yıllarında yapılmış ve ihraç edilmeye başlanmıştır.
Çin’de M.S. 618-1911 yılları arasında, çayın
anlatıldığı kitaplarda, çayın etkilerine şu şekilde yer verilmiştir; “uyku
giderici, sakinleştirici, baş ağrısına karşı, susuzluğu giderici, ateş düşürücü,
sindirime yardımcı, zindelik verici, göğüs hastalıklarına karşı pektoral,
diüretik, dişleri güçlendirici”.
Çayın Türkiye’de yetiştirilmesi ile ilgili ilk
girişim Tanzimat Devrinde, 1888 yılında yapılmıştır. Çay tarımıyla ilgili ilk
girişim ise 1917 yılında olmuştur.
Çayın hazırlanmasında en önemli işlem
fermantasyondur. Fermantasyonun derecesi çayın tipini ve kalitesini etkiler.
Buna göre ticarette üç tip üründen söz edilir:
1. Fermente olmamış çay (Yeşil Çay)
2. Yarı fermente olmuş çay (Oolong Çay)
3. Tam fermente olmuş çay (Siah Çay)*
*Yamamato ve ark., 1997
YEŞİL ÇAY
ÜZERİNDE YAPILAN KİMYASAL ÇALIŞMALAR
Yeşil çayın antioksidan, antienflamatuvar,
antimutajenik, antiterosklerotik, antiviral, antibakteriyal etkileri
bilinmektedir. Zayıflamada da sıklıkla kullanılan yeşil çay yağ yakımına
yardımcı olduğu gibi vücuda zindelik de verir. Yeşil çayın etken maddeleri
aşağıdaki gibidir:
• Polifenoller: Flavanonlar, flavononlar,
antosiyaninler, flavonlar,fenolik asitler.
• Metilsantinler: Kafein, teobramin.
• Amino asitler: %6 oranında amino asit bulunur. Bu
yüzdeliğin çoğunluğunu teanin oluşturmaktadır. Teaninin dışında glutamik asit,
aspartik asit, arjinin bulunur.
• Vitamin ve Mineraller: C vitamini (150-300mg),
100 g yeşil çayda 1-2 mg B vitamini,24-80mg E vitamini tespit edilmiştir.
Mineral olarak da potasyum, iyot, selenyum, nikel, arsenik, manganez ve flor
bulunur. Bunlardan flor, yüksek orandadır.
Yeşil çay aromasında bulunanlar ise linolil,
terpinil ve neil gibi maddelerdir.
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmalısınız.
Bu içerik için henüz yorum yapılmamış.