Bu yazı 28 Aralık 2016, Çarşamba tarihinde yayınlandı ve 1498 defa okundu
Yoğun besin değerine ve lifli yapıya sahip tam buğday unu ürünleri emilim zorluğu nedeni ile çocuklar için uygun değil.
Uzmanlar,
mineral maddelerin eğiliminde sıkıntı oluşturabileceği için çocuklara tam
buğday unlu yiyecekler önermediklerini açıkladılar.
Harran
Üniversitesi (HRÜ) Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr.
Ayhan Atlı, uzun yıllar Türkiye'de beyaz undan üretilen ekmeğin
tüketildiğini, ancak son yıllardaki çalışmalarla üründeki kepek miktarının
arttırıldığını söyledi.
Tam buğday ununun
hem sağlıklı hem de besin değerinin beyaz una göre daha yüksek olduğuna işaret
eden Atlı, tam buğday unlu ürünlerin besinsel lif miktarı fazla olduğu için
kilo yapmadığını, ayrıca şeker ve kalp hastaları için de önerildiğini anlattı.
Mayalı ekmeklerde
tam buğday unu kullanılması gerektiğini aktaran Atlı, bu sayede kepekten
kaynaklanan birtakım yan etkilerin azaltılabildiğini kaydetti.
"Her gıdanın fazlası zarar"
Tam buğday
ununun yetişkinler için yararı bulunmasına karşın çocuklar için aynı durumun
söz konusu olmadığını vurgulayan Atlı, şöyle devam etti:
"Çocuklar
için tam buğday ununu önermiyoruz. Fitik asit açısından kaynaklanan bir sorun. Çünkü
fitik asit gıdalarla alınan demir ve kalsiyum gibi önemli mineralleri
bağlayarak vücut için yarayışsız hale getirebilmektedir. Bu anlamda
mineral maddelerin emiliminde sıkıntı olabilir ama belli bir yaştan sonra,
özellikle kilo sorunu olan, hastalıklı olan, diyabetik, kalp ve damar hastalığı
olan vatandaşlarımızın onu yemesi gerekiyor. Zaten 'Ekmek yensin mi yenmesin
mi' tartışması var. Her gıdanın fazlası zarar. Zehir ve gıda arasındaki fark
dozdur. En iyi gıdayı bile aşırı yerseniz bir şekilde zararı var. Ekmek de
aynı. Yani günde 3 ekmek yerseniz mutlaka zararlı. Dengeli beslenmek en
doğrusu. Ekmeği de bu şekilde yersek sıkıntısı yok."
Prof. Dr.
Atlı, son yıllarda çölyak hastalığının yaygınlaştığını, nedeni olarak da
ekmeğin gösterildiğini ifade ederek, bunun çok doğru olmadığını söyledi.
Çölyak
hastalığının geçmişten beri var olduğunu ancak teşhisinin zor olması nedeniyle
bilinemediğini vurgulayan Atlı, "Yaptığımız araştırmalarda çölyak
hastalığının Toskana bölgesinde yıllardır var olduğu ortaya çıktı. Binlerce yıl
önce var ama son yıllarda teşhisten dolayı daha çok ön plana çıkıyor. Ayrıca
buğdayın genetiğinin değiştiği iddiası da var, bunu da kabul etmiyoruz."
diye konuştu.
KAYNAK:AA
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmalısınız.
İçerik bulunamadı.
İçerik bulunamadı.
Bu içerik için henüz yorum yapılmamış.