Bu yazı 17 Temmuz 2014, Perşembe tarihinde yayınlandı ve 1068 defa okundu
Son dönemde kamuoyunun gündemine bomba gibi düşen “bonzai” isimli sentetik uyuşturucu madde Türkiye’de özellikle gençler arasında kullanılıyor. Pek çok gencin canına mal olan bonzai ile ilgili Çukurova Üniversitesi Bilim İnsanlarından yüreklere su serpen açıklama geldi.
Çukurova Üniversitesi
BONZAİ ile Savaşta Bir Adım Önde
2009 yılından bu yana sentetik uyuşturucu
maddelerinin kan ve idrarda tespit edilebilmesi için çalışmalarını
sürdürdüklerini belirten ÇÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof.
Dr. Mete Gülmen, şu anda en az 40 adet bonzai türevini tespit edebildiklerine
dikkat çekti. Prof. Dr. Gülmen, İngiltere’deki Randoks isimli firmanın da
‘Referans Laboratuvarı’ olma özelliği taşıyan ÇÜ Adli Tıp Anabilim Dalı Laboratuvarlarında
kısa bir zaman içerisinde, sentetik uyuşturucuların tüm türevlerini tespit
edebileceklerini vurgulayarak, “Çukurova Bölgesi bonzai ile mücadeleye hazır.” dedi.
Sokaklarda
satılan ve bonzai olarak bilinen
uyuşturucu aslında “Sentetik Cannabinoid” ismi altındaki birçok zehirli
maddeden oluşuyor. Yeni nesil bu uyarıcı madde, uluslararası polisiye literatüründe
de “spice” adı altında tanımlanıyor. Ülkemizde de tüm dikkatler dünyayı etkisi
altına alan ve ülkemizde de kullanımı artan, hatta bundan dolayı neredeyse her
gün ölüme sebep olan bonzai üzerinde toplandı.Zehir tacirlerinin yeni silahı
bonzaiyle ilgili bugüne kadar yapılan açıklamaların aksine, Çukurova
Üniversiteli bilim insanlarından gelen açıklama, bu zehirle mücadelede o kadar
da güçsüz olmadığımızı ortaya koydu.
Çukurova Üniversiteli Bilim İnsanları 5 Yıldır Sentetik
Uyuşturucu İle İlgili Çalışma Yapıyor
Çünkü yaptığı bilimsel çalışmalarla ünü uluslararası
düzeyde olan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı
Toksikoloji Analiz Laboratuvarı, sentetik uyuşturucuyla mücadele çalışmalarını
2009 yılından bu yana sürdürüyor. Yani tüm dünyanın henüz tanıdığı bu zehir
türevleri üzerinde, Çukurova Üniversiteli bilim insanları tamı tamına 5 yıldır
çalışma yaparak Adli Tıp Bilimi’nde önemli bir yer almaya hazırlanıyor. Bonzai
zehrine karşı mücadelede önemli çalışmalar yürüten ekip ise, Çukurova Üniversitesi
Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mete Gülmen, ÇÜ Adli Toksikolog Doç.
Dr. Nebile Dağlıoğlu ve Araştırma Görevlisi Pınar Efeoğlu ve diğer
personellerden oluşuyor.
Prof. Dr. Gülme:
Mesajı Doğru Aldık ve Zaman Kaybetmeden Çalışmalarımıza Başladık.”
Zehirle mücadele ile ilgili yaptıkları çalışmalar konusunda açıklama yapan
ekibin lideri Prof. Dr. Mete Gülmen, sentetik uyuşturucu maddeleri kanda yada
idrarda tespit edebilen iki merkezden biri olduklarına dikkat çekiyor. Bonzaiyle ilgili
uzmanlaşmış personellerinin olduğunu bildiren Prof. Dr. Gülmen, çalışmalara neden
2009 yılında başladıklarını da bakın şöyle anlatıyor;
“Dünyanın En
Donanımlı Ekibine Sahibiz.”
“Her
yıl Şubat ayında yenilenen Amerikan Adli Bilimler Akademisi’nin
bir oturumunda, Amerikan Federal Hükümeti’nin ilaç etkileşimleri konusunda en
üst ismi olan otoritesi bana, ‘sentetik cannabinoid (bonzai) diye bir şeyler
başladı. Bunları hızla çalışıp, oturtmamız gerekiyor.’ dedi. Türkiye’ye
döner dönmez Dilek isimli personelimizi bu konu için Amerika’ya, Pınar’ı
Portekiz’deki Lizbon ve Kolombiya Üniversitelerine gönderdik. Doç. Dr. Nebile Dağlıoğlu
da Teksas’ta workshopa katıldı. Ve bir anda tüm ekip, sentetik uyuşturucu
maddelere daha da yoğunlaştık. Şu anda belki de dünyanın en donanımlı bir ekibi
var karşınızda.”
“Çok Kısa Zamanda
Dünyaya Güncel Bilimsel Bilgi Aktarmaya Başlayacağız.”
İngiltere
de Randoks isimli bir şirketle anlaşma yaptıklarını belirten Prof. Dr. Mete Gülmen,
kurulacak ekipmanlarla dünyaya entegre bir analiz laboratuvarına Türkiye’de
sadece Çukurova Üniversitesi’nin sahip olacağını söyledi. Prof. Dr. Gülmen, “Bu
şirketle bir proje kapsamında çalışmamız bize, dünyada güncel ve son olan
gelişme neyse, laboratuvarlarında uygulama neyse, biz de anında burada
uygulayabiliyor olmayı kazandıracak.
Yani Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Laboratuvarları, tüm dünyaya
sentetik uyuşturucularla ilgili güncel bilimsel bilgi aktarabilecek gücü elde
etmiş olacak.” diye konuştu.
“Türkiye’de Bonzai
İle İlgili İlk Doktora Tezi Çalışmadı Çukurova Üniversitesi’nde Yapıldı.”
Türkiye
de bonzailer üzerine ilk doktora tezi çalışmasının yine Çukurova Üniversitesi
Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda yapıldığını vurgulayan Prof. Dr. Mete
Gülmen, “Bunun Türkiye için önemli bir çalışma olmasının yanı sıra, kısa
zamanda Referans gösterilecek bir konu haline dönüşecek. Dolayısıyla biz bu
konuda hem deneyimliyiz, hem de bilimsel anlamda altyapıyı artık hazır hale
getirmiş olduk. Çukurova Bölgesi bonzai ile mücadeleye hazır.” dedi.
Doç. Dr. Dağlıoğlu:
“İnternette Satılan Hiçbir Ürün İçin ‘Bitkisel’ Kelimesine İnanmayın.”
ÇÜ
Tıp Fakültesi Adli Anabilim Dalı’ndan Adli Toksikolog Doç. Dr. Nebile Dağlıoğlu
ise, bonzainin internette bitkisel içerikli olduğu yönünde reklamlar yapılarak
satıldığı için, insanların “bitkisel” lafına inanarak aldığına dikkat çekti.
Bonzainin Türkiye’de 2011 yılında yasaklı gurubuna giren bir tür ‘uyuşturucu
madde’ olduğunu da belirten Doç. Dr. Dağlıoğlu, “Bonzai bir uyuşturucu madde.
Yani zehir. Ve yasal değil. Ancak, kişinin kanında yada idrarında kolaylıkla
tespit edilemediği için yasal gibi gösteriliyor. Bu kimyasallar çok fazla
güncelleniyor olmasına karşın, biz laboratuvar olarak, tespit edilebilmesi için
değişik yöntemler üzerinde çalışıyoruz. Sadece idrar ve kan gibi biyolojik
örneklerde değil, saç, kol altı ve özel bölge kılında da bu maddelerin tespiti
için çalışmalarımızı yürütüyoruz. En önemlisi de bonzai ile ilgili güncel çıkan
maddeleri takip edip bunları cihazlarımızda tanıtıyoruz. Böylece tespit
edebilme olasılığımız daha da artıyor.” şeklinde konuştu.
“Bonzainin Sürekli
yeni Çeşitleri Piyasaya Sürülüyor.”
Yakın
bir tarihte tüm Türkiye’de kullanımının artacağını düşündüklerini dile getiren
Doç. Dr. Nebile Dağlıoğlu, buna karşın halen Çukurova Bölgesi’nden kendileri
gelen olgularda, bonzaiye çok aza rastlamamalarının sevindirici olduğunu
söyleyerek açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Kimyasal
zehir olduğu için sürekli bu madde güncellenip yeni çeşitleri ortaya çıkıyor.
Gelecekte bunun daha fazla yayılacağını düşünüyoruz. Çünkü normal esrar
üreticileri tarlaya ekiyorlardı ve her an yakalanma riskleri vardı. Ama şimdi
bunu daha basit yöntemlerle yapıyorlar. Farklı isimlerle bilinen ve Türkiye’de
üretimi olmayan kimyasalları yurtdışından getirerek, bir ev içerisinde
rahatlıkla bonzai otunun yada herhangi bir otun üzerine sıkarak kurutuyorlar.
Sonra da paketleyerek piyasaya sürüyorlar. Otun üzerine sıktıkları, toksik
etkileri çok yüksek olan bir zehirli madde. Otların üzerine sıkarak, mendil
tabir edilen kutular içerisine konulup Türkiye’de ‘bonzai’ ve ‘Jamaika’
isimleriyle satılıyor. “
“Çukurova
Üniversitesi ve Adana Emniyet Müdürlüğü Ortak Çalışma Yürütüyor.”
Emniyetle
ortaklaşa çalışıyoruz. Emniyetin olay yerinden aldığı örneklerle paralel
gidiyoruz. Bugüne kadar gelen kan örneklerinde çok rastlamadık. Diğer
uyuşturucu maddeler bölgemizde halen çokça tüketiliyor. Bonzaide en büyük
problem, kişinin kullanıp kullanmadığının tespitinin zor yapılabilmesi; hatta
yapılamaması. Tespit edemediğimiz zaman o kişiye negatif sonuç verebiliyoruz. Tüm
bu riskleri ortadan kaldırabilmek için, sentetik uyuşturucu maddeleri çok düşük
oranda bile tespit edebilen İngiltere’deki Randoks isimli bir firmayla
çalışmaya başlıyoruz. Onlarla ortaklaşa, yurtdışında ortaya yeni çıkan sentetik
kannabinoidleri Türkiye’dekilerle paralel götürerek, bonzai konusundaki
kütüphanemizi kendimiz oluşturacağız. Yeni gelen tüm dataları da zamanla yeni
bilgilerle kütüphanemize ekleyeceğiz.”
“Bonzainin İnsana
Verdiği Zararı Açıklayan Bilimsel Bir Çalışma Yok.”
Bonzaiyi
doktora tezi yapan Araştırma Görevlisi Pınar Efeoğlu da, bonzainin yasal
herhangi bir kısıtlılığı olmadığını hatırlatarak başladı sözlerine. Efeoğlu’nun
dikkat çektiği en önemli konu ise, insanlar üzerindeki etkisinin bilimsel
olarak henüz açıklanamamış olması. Çünkü bonzainin insan vücuduna verdiği
tahribatla ilgili bilimsel bir çalışma yok… Çukurova Üniversitesi Adlı Tıp
Anabilim Dalı’nın yine bu konuya öncülük edip, bonzainin insan vücuduna verdiği
tahribatı saptayabilmek için deneysel bir çalışma yapacaklarını da vurgulayan
Pınar Efeoğlu, deney sonuçlarını bilim dünyası ile paylaşacaklarını söyledi.
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmalısınız.
İçerik bulunamadı.
İçerik bulunamadı.
Bu içerik için henüz yorum yapılmamış.