Bu yazı 14 Kasım 2016, Pazartesi tarihinde yayınlandı ve 582 defa okundu
İnsan hayatını neredeyse tamamen ele geçiren sosyal medya, oyun ve TV alışkanlıkları uyku süresini azaltarak olumsuz bir yaşam sunuyor.
Türk Uyku Tıbbı
Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Fuat Özgen, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, insan yaşamında çok önemli yer tutan uyku sırasında bedenin
dinlendiğini ve yeniden yapılandığını söyledi.
Elektriğin
yaygın kullanılmasıyla insanların uyku süresinin azaldığını anlatan Özgen,
"100-110 yıl önce ortalama uyku süresi 10-11 saat düzeyindeydi. Şu anda insanlar
50 yıl önceye göre ise ortalama 1 saat daha az uyuyor. Ortalama uyku süresi 8
saate düştü." diye konuştu.
Televizyon,
son yıllarda da internet ve sosyal medyanın, uyku sürelerini
kısalttığını dile getiren Özgen, "Muhtemelen önümüzdeki yıllarda uyku
süresi azalmaya devam edecek." ifadesini kullandı.
Özgen,
"Büyük şehirlerde çalışma hayatındaki bir insan, diyelim ki devlet memuru,
trafikte evine varması 19.00-19.30'u buluyor. Yemeğin hazırlanması, çay
içilmesi vesaire derken, saat 22.00'yi geçiyor. İki laf edeyim, televizyonda
dizi izleyeyim, internette oyun oynayayım, sosyal medyaya bakayım dediğinde
gece 24.00 oluyor. Bu da ister istemez uyku süresini kısaltıyor." dedi.
"Uykunun kalitesini
düşürüyor"
İnsanların
yüzde 96'sının 6-8 saat uyuduğunu bildiren Özgen, yüzde 4'lük gruba ise 3-4
saat uykunun yeterli geldiğini kaydetti.
En kalitelisinin
gece uykusu olduğunu vurgulayan Özgen, "İster dağ başında gürültüsüz bir
ortamda olun, ister karanlık bir odada yatın, uykunun kalitesi gün ışıdıktan
sonra bozulur. Bunun için 'Mutlaka gece uyuyun' diyoruz." şeklinde
konuştu.
İnsanların,
uykusundan çalarak gece de sosyal medyada, bilgisayar başında vakit geçirdiğine
dikkati çeken Özgen, şöyle devam etti:
"Birçok
insan uyurken telefonunu yanına koyuyor. Bunların hepsi uyku süresini kısaltan
ve uyku kalitesini bozan faktörler. Mesela bilgisayarda veya telefonda bir
strateji oyunu oynadığın zaman, vücutta ister istemez adrenalin deşarjı oluyor,
yani sempatik anlamda bir uyarılma oluyor. Bu şekilde uyuduğun zaman o uykunun
kalitesi çok daha azalıyor. Uyarılmış bir halde uykuya girmemek
gerekiyor."
Özgen, iyi bir uyku ortamının kişiye
göre değiştiğini belirtti.
Yurt dışında,
"uyku hijyeni" kurallarına göre sağlıklı uyku açısından çiftlerin
ayrı yataklarda yatmasının önerildiğini bildiren Özgen, "Horlama, huzursuz
bacak sendromu gibi durumlarda çiftlerin ayrı yataklarda uyumasını öneriyoruz
fakat toplulumuz için bu durum pek de uygun değil. Hastalara yatakları
ayırmalarını önerdiğimde '60 yıldır bu adamla uyuyorum, ver ilacını, ayırma
bizi' diye fırça yediğimiz çok oluyor." ifadelerini kullandı.
Çocuklarda sağlıklı uyku
Yetişkinlere
göre çocukların uyku ihtiyacının daha fazla olduğuna işaret eden Özgen,
çocukların 2 yaşında bölünmüş halde günde yaklaşık 18 saat uyuduğunu, okul
çağına geldiklerinde ise sürenin 7-8 saate kadar düştüğünü söyledi.
Çocukları,
sabah okula gideceği için saat 21.00'de uyumaya zorlamamak gerektiğini belirten
Özgen, şunları kaydetti:
"10-12
yaşındaki bir çocuğun karnını doyurup 'Hadi bakalım, yat' demenin bir anlamı
yok. Hiç kimsenin mide doluyken yatmaması lazım. Aç karnına da yatılmaz. Ayrıca
inatlaşma başlayınca o uyaranla çocuk, yatağa girse bile uyku kalitesiz oluyor.
Onun için çocuğunuzla çatışmayın, anne babasıyla vakit geçirmenin zevkine
vardıktan sonra uyumasını teşvik edin."
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmalısınız.
İçerik bulunamadı.
İçerik bulunamadı.
Bu içerik için henüz yorum yapılmamış.