Renkli Kozmetikten Uzak Durun!

Renkli Kozmetikten Uzak Durun!

Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdemir makyaj malzemelerinin güneşin etkisi ile değiştiğini ve zararlı hale geldiğini belirtti.

Medipol Üniversitesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdemir, güneşe maruz kalan veya sıcak ortamda bekletilen kozmetik ürünlerin bütünlüğünün bozulduğunu belirterek, "Bu nedenle yaz döneminde güneşli ortamlarda veya gün boyunca kozmetik ürünlerin kullanılmaması ya da minimal düzeye indirilmesi faydalı olacaktır" ifadesini kullandı.

Özdemir, yaz mevsiminde kozmetik ürünlerin kullanımına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, güneşin ciltte enfeksiyonlara yol açabilecek bazı bakteri ve mantarları etkisiz hale getirdiği gibi kemikler ve D vitamini sentezi için de önemli olduğunu ifade etti. Fazla güneş temasının ise bir ucu kansere kadar varan bazı cilt ve iç organ hastalıklarının tetiklenmesine neden olabildiğine dikkati çeken Özdemir, güneş ışığına karşı alınacak basit önlemlerin, cildin daha sağlıklı ve daha güzel kalmasına katkı sağladığını bildirdi. 

Özdemir, şunları kaydetti:

"Güneş ışığı, spot ve floresan lambalar, sıcaklık ve nem, kozmetik malzemelerinin daha kısa sürede özelliğini kaybetmesine neden oluyor. Güneşe maruz kalan veya sıcak ortamda bekletilen kozmetik ürünlerin bütünlüğünün bozulduğu gözle görülebiliyor. Bu nedenle yaz döneminde güneşli ortamlarda veya gün boyunca kozmetik ürünlerin kullanılmaması ya da minimal düzeye indirilmesi faydalı olacaktır. Kullanılması zorunlu durumlarda üzerlerine en son olarak güneş koruyucu ürünler sürülmelidir. Aksi takdirde güneşle temas eden kozmetiklerdeki bozulmalar cildimizde çeşitli yan etkilere neden olabilir.

Deniz veya havuz suyunun temizliğine dikkat edilmemesi cildimizde çok sayıda çeşitli enfeksiyonların gelişmesine neden olabiliyor. Cildimize yerleşen bir takım mantar ve bakteriyel enfeksiyonlar için temiz deniz suyu oldukça faydalı. Ayrıca deniz suyu sedef gibi birçok cilt hastalıklarına da iyi gelebiliyor. Bununla birlikte havuz suları içerdikleri dezenfektan maddelere bağlı cildimizde alerjik kaşıntılara neden olabiliyor. Havuz kenarlarında ve şezlonglarda yeterli derecede hijyen olmadığı takdirde siğil ve molloskum gibi viral enfeksiyonlarla birlikte çeşitli mantar enfeksiyonlarına da yol açabiliyor."

"Suya Dayanıklı Güneş Kremleri Kullanılmalı"

Deniz ve havuz sonrası alınan duşların ardından ciltte kuruma ve kaşıntıya meyleden çeşitli hassasiyetler gelişebileceği uyarısında bulunan Özdemir, bu gibi durumların önüne geçmek için duş sonrası su bazlı hafif vücut nemlendiricileri kullanmanın iyi olacağını belirtti.

Özdemir, tatildeyken yapılabilecek cildi koruma önlemlerini şu şekilde sıraladı:

"Cildinize ve yapacağınız etkinliğe göre uygun bir güneşten koruyucu olmazsa olmazlardan. Tatilde aşırı güneşe maruz kalacağımız için güneş koruyucumuz mutlaka SPF 50 faktör olmalı. Güneşten koruyucu kremlerde mutlaka "water-resistant" yani suya dayanıklı ibaresi olanlar kullanılmalı. Havuz veya denizde güneşten koruyucu kremler 45 dakikada bir sürülmeli. Güneşin dik olduğu öğlen saatlerinde dış aktiviteden kaçınma, güneş gözlüğü, şapka kullanma önemli.

Güneş ve deniz banyosunu takiben duştan sonra uygun nemlendirici kullanma ve mümkünse akşamları güneşe bağlı cildimizde oluşan oksidatif hasarı azaltan c, e vitamini gibi antioksidan içeren kremlerin kullanılması iyi olacaktır. Yaz meyve sebzelerini bolca tüketmek cilt sağlığı açısından iyi gelecektir. Özellikle güneş hassasiyetini artıran furokumarin içeren bergamot, limon gibi meyve ve sebzelerin tüketilmemesi gerekir."

Yorum Yap

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap

Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.

...