Zorla Değil, Dans Ederek Öğrensin

Zorla Değil, Dans Ederek Öğrensin

Okula yeni başlayan ve okuma yazmayı henüz öğrenememiş ya da öğrenme zorluğu çeken öğrenciler, tatili nasıl değerlendirmelidir?

Okuma Yazma Zorluğu Çeken Öğrenciler Dikkat!

Çocuklar karnelerini aldı, yarı yıl tatiline girdi. Okula yeni başlayan ve okuma yazmayı henüz öğrenememiş ya da öğrenme zorluğu çeken öğrenciler, tatili nasıl değerlendirmelidir?

Önce Ritm Sonra Kalem

Bir vals müziği ile 8 çizmek, rock müziği ile eğlenceli bir şekilde köşeli çizgiler oluşturmak, parmakları rengarenk boyaların içine daldırarak kağıt üstünde dans ettirmek, yazı yazmayı öğrenmenin ilk adımlarını oluşturuyor.

I. Dönem okuma yazmayı öğrenemeyen, öğrenmede güçlük çeken minikler; ses, müzik, ışık ve ritim eşliğinde, beş duyuyu çalıştıran öğrenme metotu sayesinde daha çabuk ve kolay okuma ve yazma öğrenebiliyorlar. Öğrenme Terapisti Psikolog İnci Özkoray; öğrenme güçlüğü çeken öğrencilerin farklı metotlarla öğrenebileceğini, bu metotları uygulayan uzmanların sabrının, sevgisinin ve empatisinin yeterli olduğunu belirtiyor.

Herkes Aynı Yöntemle Öğrenecek Diye Bir Kural Yok

Öğrenme güçlüğünün bir kusur ya da eksiklik olmadığını belirten Öğrenme Terapisti Psikolog İnci Özkoray; “her çocuk aynı yöntemle öğrenecek diye bir kural yok, farklı öğrenme metotları kullanılarak bu sorun ortadan kaldırılabilir” diyor. Özel olarak hazırlanmış egzersizler sayesinde çocuklar ses ve görüntü farklılıklarını ayırt etmeyi, hafıza, yönelme ve beden farkındalığını kazanmayı öğreniyorlar. Algı fonksiyonlarını düzelterek okuma-yazma öğrenme sürecinde cesurca yerlerini alıyorlar.

5 Duyuyu Çalıştıran Öğrenme Metotunun Özelliği Nedir

Öğrenme Terapisti Psikolog İnci Özkoray; farklı öğrenme metodlarından biri olan 5 duyuyu çalıştıran bu yöntemin; ses, müzik ve ışık eşliğinde öncelikle hece farkındalığı yarattığını belirtiyor. Hece farkındalığını yapılan tekrarlarla ses ve ışık uyarıcıları ile beyne yerleştirdiklerini, müziğin yanında yaratıcı dramayı da kullanarak okumayı pekiştirdiklerini vurguluyor. Harflerin ve sayıların ritmik beden hareketleri ile canlandırıldığını, bu çalışmanın parmakları hazırladığını ve yazmayı kolaylaştırdığını sözlerine ekliyor. Özkoray; ünlü müzik eğitimcisi Wolfgang Löscher'in “Dinleme Oyunları” adlı kitabından alıntı yaparak şöyle diyor; " Yazıya geçişte müzik eşliğinde çalıştırılan minik parmaklar kalemleri dansettirerek bir ritm oluşturuyor ve yazı yazma kolaylaşıyor. Bedenin ritim alması ile kalem kullanımı kolaylaşıyor ve yazmayı öğrenmek bir problem olmaktan çıkıp çocuğun bütün akademik hayatını etkileyici zevkli bir faaliyete dönüşüyor.

Öğrenme Terapisti Psikolog İnci Özkoray; en önemli becerinin duyulan sesleri sembollere yansıtılabilmek, yani harfleri oluşturulabilmek olduğunu belirtiyor. Duyuların işitsel, görsel, dokunsal işbirliği ile okuma zorluğunun üstesinden gelinebileceğini, bu güçlü işbirliğinin okuma yazma becerisinin (Literacy) kazanılmasında vazgeçilmez olduğunu belirtiyor.

Yorum Yap

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap

Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.

...