Umumi Hıfzıssıhha Kanunu

Umumi Hıfzıssıhha Kanunu

Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti bütçeleriyle muayyen hatlar dahilinde olarak aşağıda yazılı hizmetleri doğrudan doğruya ifa eder: 

Umumi Hıfzıssıhha Kanunu

Tarihi:24.04.1930  

Sayısı:1593  

R.G. Tarihi:06.05.1930 

R.G. Sayısı:1489 

BİRİNCİ BAP 

Sıhhi teşkilat 

BİRİNCİ FASIL 

Devlet hidematı sıhhiyesi ve sıhhi Merciler

Madde 1 - Memleketin sıhhi şartlarını ıslah ve milletin sıhhatine zarar veren bütün hastalıklar veya sair muzır amillerle mücadele etmek ve müstakbel neslin sıhhatli olarak yetişmesini temin ve halkı tıbbi ve içtimai muavenete mazhar eylemek umumi Devlet hizmetlerindendir.

Madde 2 - Umumi sıhhat ve içtimai muavenet hizmetlerine ait Devlet vazaifi Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti tarafından ifa ve hususi idarelerle belediyelere ve sair mahalli idarelere bırakılan hizmetlerin sureti icrası murakabe olunur. Milli Müdafaa teşkilatına ait sıhhi işler müstesna olmak üzere bütün sıhhat ve içtimai muavenet işlerinin mercii ve murakıbı bu Velayettir.

Madde 3 - Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti bütçeleriyle muayyen hatlar dahilinde olarak aşağıda yazılı hizmetleri doğrudan doğruya ifa eder: 

1 - Doğumu (......) teshil ve çocuk ölümünü tenkis edecek tedbirler. 

2 - Validelerin doğumdan evvel ve doğumdan sonra sıhhatlerinin vikayesi. 

3 - Memlekete sari ve salgın hastalıkların hulül ne mümanaat. 

4 - Dahilde her nevi intani, sari ve salgın hastalıklarla veya çok miktarda ve fiyatı intaç ettiği görülen sair muzır amillerle mücadele. 

5 - Tababet ve şubeleri sanatlarının icrasına nezaret. 

6 - (...) (1) ilaçları ve bütün zehirli müessir ve uyuşturucu maddelerle yalnız hayvanlar için serumlar ve aşıları murakabe hariç olmak üzere her nevi serum ve aşılar (2). 

7 - Çocukluk ve gençlik hıfzıssıhha sına ait işlerle çocuk sıhhat ve bünyesinin muhafaza ve tekamülüne ait tesisatın murakabesi. 

8 - Mektep hıfzıssıhhası. 

9 - Mesai ve san’at hıfzıssıhhası işleri. 

10 - Maden suları ile sair havassı şifaiyesi olan sulara nezaret. 

11 - Hıfzıssıhha müesseseleri ve bakteriyoloji laboratuvarları ve alelümum hayati muayene ve tahlillere mahsus müesseseler küşat ve idaresi. 

12 - Mesleki tedrisat müesseseleri küşat ve idare veya mümasili müessesatı murakabe ve bunlara müsaade itası. 

13 - Mecnunlarla sair ruhi hastalıklara mahsus tedavihaneler veya malül veya herhangi bir noksan i hilkate malik olanları kabul edecek yurt veya müesseseler tesis ve idare. 

14 - Muharicin sıhhat işleri. 

15 - Hapisanelerin ahvali sıhhiyesine nezaret. 

16 - Tıbbi istatistiklerin tanzimi. 

17 - Sıhhi neşriyat ve propagandalar. 

18 - Vesaiti münakale umuru sıhhiyesinin nezaret. 

 

Madde 4 - Doğrudan doğruya şehir ve kasabalar, köyler hıfzıssıhhasına veya tıbbi ve içtimai muavenete müteallik işlerin ifası belediyelere ve idaresi hususiye lere ve sair mahalli idarelere tevdi edilir. Vekalet indelicap bu idarelere rehber olmak üzere bazı mahallerde numune tesisatı vücuda getirir.

İKİNCİ FASIL 

Sıhhat ve İçtimai Muavenet Teşkilatı

Madde 5 - Sıhhat ve içtimai Muavenet Vekaleti 3 üncü maddede zikredilen hizmetleri ifa için hususi teşkilat kanununa tevfikan teşkil edilmiş fenni ve idari şubelerden mürekkeptir. Kanunu mahsusuna tevfikan mülhak bütçe ile idare olunan Hudutlar ve Sahiller Sıhhat Umum Müdürlüğü, Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletine merbut olarak ifayı vazife eyler. 

Madde 6 - Her vilayette Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletine merbut olmak üzere bir Sıhhat ve İçtimai Muavenet Müdürü bulunur. Sıhhat müdürleri bulundukları vilayetlerde Vekaletin en büyük memuru olmakla beraber valilerin sıhhi müşaviridirler. Valiler mevcut sıhhi kanun, nizam ve talimatlara tevfikan sıhhiye müdürlerini istihdam ederler ve sıhhi hususlarda onların rey ve mütalaalarını alırlar. 

Madde 7 - Sıhhat ve İçtimai Muavenet müdürleri bulundukları vilayetin sıhhi umur ve muamelelerinden vali ile beraber mesul olup bütün sıhhi kanun, nizam, talimat ve emirlerin iyi tatbikine nezaretle mükelleftir. 

Madde 8 - Her kazada ve icabı takdirinde nahiye merkezlerinde bir veya müteaddit Hükümet tabipleri istihdam olunur. Hükümet tabipleri doğrudan doğruya vilayet sıhhiye müdürünün emri altında olup memur oldukları mahallerin sıhhi umur ve muamelelerinden mesuldür ve kaymakamın sıhhi hususatta sıhhi müşaviridir. Hükümet tabiplerinin maliyetlerinde sıhhi işlerde kendilerine muavenette bulunmak üzere küçük sıhhat memurları istihdam edilir. 

Madde 9 - Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti üçüncü ve dördüncü maddelerde zikredilen vazifeleri ifa ve müesseseleri idare etmek üzere tabipler, baytarlar, eczacılar, sair sıhhi ve idari memurlar tayin ve istihdam eder.

ÜÇÜNCÜ FASIL 

Yüksek Sıhhat Şurası

Madde 10 - Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince tevdi edilecek yüksek sıhhi ve içtimai meseleler hakkında rey ve mütalaasını beyan ve sıhhi ve içtimai hizmet ve muavenet lere ait kanun, nizamname ve talimatnameleri birinci derecede tetkik eylemek ve tababet ve şubeleri sanatlarını ifadan mütevellit adli meselelerde ihtibar vazifeleriyle mükellef olmak üzere bir Yüksek Sıhhat Şurası teşkil olunmuştur. 

Madde 11 - Yüksek Sıhhat Şurası dokuz azadan mürekkep olup bu aza Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekili tarafından memlekette ilim ve irfanı ve eserleri veya sıhhi hizmetleri ile marufiyet kesbetmiş zevat arasından iltihap ve Başvekalete inhası ve Reisicumhurun tasdiki ile tayin olunur. 

Madde 12 - (Değişik: 17/1/1949 - 5305/1 md.) 

Yüksek Sağlık Şurası üyeleri 11 inci maddede zikredilen esaslar dahilinde 3 yıl süre ile vazife görmek üzere seçilirler. Bu kanunun yayımından sonra yapılacak ilk seçimde seçilecek 9 üyeden 3 ü bir yıl, 3 ü iki yıl ve diğer 3 ü de 3 yıl süre ile vazife görürler.Üyelerinden hangilerinin bu süreler sonunda üyelikten çıkacakları ilk oturumda çekilecek kura ile belirtilir. Bundan sonraki seçimlerde üyeliğe getirilenler 3 er yıl vazife görürler ve bu sürenin sonunda üyelikleri kendiliğinden düşer. 

Süresi sona eren üyeler yeniden seçilebilirler. Bir daha seçilmeyenler (Yüksek Sıhhat Şurası Fahri Üyesi) unvanını Ölünceye kadar taşırlar. 

Madde 13 - Yüksek Sıhhat Şurası her sene Teşrinisani, Şubat, Mayıs aylarında olmak ve her devrei içtimaiyesi on günden aşağı olmamak üzere içtima eder. Vekaletle lüzum görüldüğü takdirde fevkalade içtimalar akt olunur. İçtima mahalli Ankara’dır. 

Madde 14 - (Değişik: 17/1/1949 - 5305/2 md.) 

Yüksek Sağlık Şurası Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanının veya onun tensip edeceği bir zatın başkanlığı altında asli üyelerinden en az 5 üyenin huzuru ile toplanır,kararlar üçte iki oy çokluğu ile verilir. 

Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Müsteşarı, Danışma ve İnceleme Kurulu Başkanı, Sağlık İşleri ve Sosyal Yardım İşleri Genel Müdürlüğü Yüksek Sağlık Şurasının tabii üyelerindendir. 

Geçici madde - Bu kanunun yürürlüğe girmesiyle halen görevli bulunan üyelerin üyelikleri düşer. Bunlar 11 inci maddedeki hükümlere göre yeniden seçilebilirler. 

Madde 15 -Yüksek Sıhhat Şurasının toplu olmadığı zamanlarda mükellef olduğu vazifelere taalluk eden acele işlerle iştigal etmek üzere Yüksek Sıhhat Şurası kendi azası arasından üç kişilik bir encümen intihap eder. 

Madde 16 - Yüksek Sıhhat Şürası azasına her devrei içtimaiyeye mahsus olmak üzere her sene bütçesinde miktarı muharrer bir hakkı huzur verilir. Ankara haricinden gelenlere harcırahları ve vekaletle tayin olunacak yevmiyeleri ita olunur. 

Madde 17 - Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti merkezi teşkilatı ve vilayetler sıhhi teşkilatı ve Yüksek Sıhhat Şurası vazifelerinin istilzam ettiği nizamnameler tanzim ve neşrolunur.

DÖRDÜNCÜ FASIL 

Vilayet Hususi İdareleri ve Belediyeler

Madde 18 -Vilayet hususi idareleri bütçelerinde hususi kanuna tevfikan tefrik ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin tensibi ile sarf olunan sıhhi ve içtimai işlere mahsus tahsisat, vilayet merkezinde veya tensip olunacak sair mahallerde açılacak hastaneler ve dispanserlerle seyyar etıbba teşkilatına ve seyyar etüv tedarikine ve tephirat ve tathirat istasyonları tesisine ve verem ve frengi ve çocuk vefiyatı mücadelesine muhtas hıfzıssıhha i içtimaiye dispanserlerine ve sıtma ve frengi ilacı tedarikine ve Sıtma Kanununda tasrih edilen ahvalde sıtma membalarının izalesine sarf olunur. 

Madde 19 - Vilayetler hususi idarelerine ait sıhhi teşkilat ve tesisat mahalli Sıhhat ve İçtimai Muavenet müdürlerinin murakabesi altında bulunup bunlara ait muamelat kanun ve nizamnamelerin tevfikan sıhhat müdürleri tarafından ifa olunur. 

Madde 20 - Belediyenin umumi hıfzıssıhha ve içtimai muavenete taallük eden mesailden ifa ile mükellef oldukları vazifeler aşağıda zikredilmiştir. 

1 - İçilecek ve kullanılacak evsafı fenniyeyi haiz su celbi. 

2 - Lağım ve mecralar tesisatı. 

3 - Mezbaha inşaatı. 

4 - Mezarlıklar tesisatı ve mevta defni ve nakli işleri. 

5 - Her nevi muzahrafatın teb’it ve imhası. 

6 - Meskenlerin sıhhi ahvaline nezaret. 

7 - Sıcak ve soğuk hamamlar tesisi. 

8 - (Mülga: 24/6/1995-KHK-560/21 md.) 

9 - Umumi mahallerde halkın sıhhatine zarar veren amiller izale. 

10 - Sari hastalıklarla mücadele işlerine muavenet. 

11 - Hususi eczane bulunmayan yerlerde eczane küşadı. 

12 - İlk tıbbi imdat ve muavenet teşkilatı. 

13 - Hastane, dispanser, süt çocuğu, muayene ve tedavi evi, aceze ve ihtiyar yurtları ve doğum evi tesis ve idaresi. 

14 - Meccani doğum yardımı için ebe istihdamı. 

 

Madde 21 - Vilayet hususi idareleri ile belediyelerin 18 ve 20 nci madde lerde gösterilen hizmetlerini ifa için kanunu mahsuslarına tevfikan Vekaletçe tayin olunan etibba ve sair memurin istihdam olunur.

Madde 22 - Belediyeler ve vilayetler hususi idarelerince sıhhi ve içtimai hizmetlerden hangilerinin ifası mecburi ve hangilerinin ihtiyari olduğu hususi kanunlarına tevfikan tayin ve bu hizmetlerde istihdam edilecek tabip ve memurların kadroları İcra Vekilleri Heyetince musaddak bir talimatname ile tespit olunur. Hükümet tabipleri olmayan yerlerde belediye tabipleri nizamnamesine tevfikan Hükümet tabiplerinin ifadesiyle muvazzaf oldukları vazifelerle mükelleftirler. 

 BEŞİNCİ FASIL 

Vilayetler ve kazalar umumi hıfzıssıhha meclisleri 

 Madde 23 - Her vilayet merkezinde bir umumi hıfzıssıhha meclisi toplanır. Bu meclis mahalli sıhhat ve içtimai muavenet müdürü, nafia mühendisi, maarif, baytar müdürü, mevcut sahil sıhhiye merkezi tabibi, bir hükümet ve belediye tabibi ve hastane baştabibi ile garnizon ve kıta bulunan yerlerde en büyük askeri tabip ve serbest sanat icra eden bir tabip ve bir eczacıdan ve belediye 

reisinden mürekkeptir. Meclis valinin veya valiye bilvekale sıhhiye müdürünün riyaseti altında içtima eder. Valinin tensip edeceği bir zat kitabet vazifesini ifa ve zabıtları tanzim eder.

Madde 24 - Kazalarda bu meclisler kaymakamın riyaseti altında Hükümet tabibi, mevcut ise bir Hükümet baytarı ve askeri tabip, belediye tabibi ve serbest icrayi san’at eden ve kaymakam tarafından intihap edilen bir tabip ve serbest eczacı ile belediye reisinden terekküp eder.

Madde 25 - Umumi hıfzıssıhha meclisleri müntehap azası her üç senede bir değişir. Eski ezanın yeniden iltihabı caizdir. Her defa tebeddülünde kaymakamlar tarafından vilayetlere, valilerce de Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletine bildirilir.

Madde 26 - Umumi hıfzıssıhha meclisleri alelade ayda bir kere içtima ederler. Ahvali fevkalade veya bir sari ve salgın hastalık zuhurunda valinin daveti veya Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin talebi üzerine daha sık toplanırlar.

Madde 27 - Umumi hıfzıssıhha meclisleri mahallin sıhhi ahvalini daima nazarı dikkat önünde bulundurarak şehir ve kasaba ve köyler sıhhi vaziyetinin ıslahına ve mevcut mahzurların izalesine yarayan tedbirleri alırlar. Sari ve salgın hastalıklar hakkında istihbaratı tanzim, sari ve içtimai hastalıklardan korumak çareleri ve sıhhi hayatın faydalari hakkında halkı tenvir ve bir sari hastalık zuhurunda hastalığın izalesi için alınan tedbirlerin ifasına muavenet eylerler.

Madde 28 - Umumi hıfzıssıhha meclislerinin mukarreratı ndan mahalli vazifeler ve salahiyetler arasında bulunan işler vali veya kaymakam tarafından icra olunur ve istizana muhtaç olanlar kaymakamlıkça vilayetten ve vilayet Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti Nden sorulur.

İKİNCİ BAP 

Sari ve salgın hastalıklarla mücadele

BİRİNCİ FASIL 

Hudutlar ve sahiller sıhhi müdafaası

Madde 29 - Beşinci maddede zikredilen Hudutlar ve Sahiller Sıhhat Umum Müdürlüğü beynelmilel seyrüsefer ve ticaret sebepleriyle intikal eden beşeri ve salgın hastalıklara karşı milli hudutlar ve sahilleri müdafaa vazifesiyle mükelleftir. 

Madde 30 - Hudutlar ve Sahiller Umum Müdürlüğü mer’i olan beynelmilel mukaveleler ve Devletçe mevzu kanunlar, nizamlar ve talimatlar ile Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti tarafından bu mukaveleler, kanunlar, nizamlar ve talimatların layıkı ile tatbikini temin için verilen emirler dairesinde vazifeyi ifa eyler. 

Madde 31 - (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.) 

Bir Türk limanından diğer Türk limanına veya ecnebi limanlarından bir Türk limanına gelen her gemi hareket ettiği limandan bir sıhhat patentası almakla mükelleftir. 

Madde 32 - (Mülga: 15/6/1942 - 4255/2 md.) 

Madde 33 - (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.) 

Türk gemilerinin patentaları üzerinde konsolosluk vizesinin bulunmasını mecburi kılan memleketlere mensup gemilerin Türk limanlarına ithalat etmek üzere geldikleri ve hareket limanlarında Türk konsolosu mevcut bulunduğu takdirde bunların patentaları üzerinde konsolos vizesi bulunması mecburidir. 

Madde 34 - (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.) 

Patent Ayı hamil olmaksızın boğazlara gelen transit gemilerin gösterecekleri sıhhi beyanname veyahut uğradıkları ecnebi limanlarından aldıkları gümrük ve liman permilerinde o limanın sıhhi durumu hakkında salahiyet sahibi makamlar tarafından verilmiş sıhhi meşruhat patenta yerine kaim olur. 

Madde 35 - (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.) 

33 üncü maddede zikredilen vizelere mukabil mahsus kanun mucibince alınacak resimler konsolosluklar tarafından ve konsolos bulunmayan limanlardan vizesiz olarak gelen gemilerden de muvasalat limanlarında mahalli hükümet memurları tarafından tahsil olunur. 

Madde 36 - Sıhhat pastaları üzerinde yapılan her türlü tarifler veya salahiyettar makamat tasdik edilmemiş tashihler patent ayı hükümden düşürür. Bir geminin hareketinden evvel 48 saat zarfında verilmiş patentalar muteber olup daha evvel verilenlerin hükmü yoktur. 

Madde 37 - Bir geminin hareket limanında kolera, veba, sarıhumma, lekeli-humma ve çiçek vakaları ve yahut Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince tayin edilecek sair tehlikeli bir maraz salgını mevcut olmadığı halde verilmiş olan patentler temiz addolunur. Bu hastalıklardan hariçten geldiği tebeyyün eden münferit vakaların zuhuru patentaların temiz addedilmesine mani olmazsa 

da bu vakalar patentalarda işaret edilmiş olmalıdır. 

Madde 38 - (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.) 

37 nci maddede zikredilen hastalıklardan hariçten gelmiş olmadığı tahakkuk eden kolera, veba ve sarı humma vakaları ile çiçek ve lekeli humma salgınlarının zuhurunu bildiren patentalar ile mebdeinde temiz olduğu halde Türkiye limanlarından birine gelinceye kadar seyahat müddeti esnasında geminin sıhhi durumunda vukua gelen değişiklik dolayısıyla evsafı değişen patentalar bulaşık 

addolunur. 

Madde 39 - Hiçbir patent ayı hamil olmayarak Türkiye limanlarına gelen gemiler bulaşık patenta ile gelmiş gemiler gibi muameleye tabi olurlar.

Madde 40 - (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.) 

Ecnebi limanlarından gelen tekmil gemiler ilk vasıl oldukları Türk limanında ve münhasıran Türk limanları arasında muntazam sefer yapan milli yolcu gemileri ise ilk hareket ettikleri ve vardıkları son Türk limanlarında sıhhi muameleye (Sıhhi istintak, pratika, patenta veya vize almak) tabi olup aynı seferde uğrayacakları diğer Türk limanlarında içlerinde bulaşık hastalıklardan musap veya ölü bulunmamak şartıyla tekrar sıhhi muameleye (Pratika ve vize) tabi tutulmadan serbestçe yolcularını çıkarır ve hareket ederler; şu kadar ki, vapurun sıhhi durumunu tevsik için gemi tabibi veya sıhhat memuru numunesine uygun bir bülteni doldurarak limanda sahil sıhhiye idaresine göndermekle mükelleftir. 

Muntazam seferler yapan vapurlar haricinde kalan diğer büyük ve küçük bütün gemiler sahil sıhhiye teşkilatı bulunan her Türk limanında sıhhi muameleye tabi olup sahil sıhhiye teşkilatı bulunmayan limanlarda yalnız hareketlerinde vize almakla mükellef tutulur.Ancak Türk veya ecnebi limanlarından gerek Akdeniz veya Karadeniz boğazlarına vasıl olan tekmil gemiler, transit olarak geçseler dahi, ol bapta mevzu hükümler dairesinde Boğazlarda sıhhi muameleye tabi olurlar.

Madde 41 - (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.) 

Ecnebi limanlardan ilk Türk limanına vasıl olan gemilerle Boğazlarda sıhhi muameleye tabi tutulan gemiler muvasalatları akabinde ve talimatnamelerle tayin olunan saatlerde Hudut ve Sahiller Sıhhat Umum Müdürlüğü tabip veya memurları tarafından ziyaret ve patentaları ile sıhhi vaziyetleri tetkik olunur. Bu memurlar tarafından serbest pratika verilmedikçe gemilere başkalarının girmesi ve gemilerden 47 nci madde mezkur talimatname hükümleri haricinde kimsenin çıkması memnudur. 

Buharlı veya motörlü alelumum şilepler, Boğazlar hariç olmak üzere uğradıkları bütün Türk limanlarında ve diğer yelkenli motorlu veya kürekli bilumum deniz nakil vasıtaları ise hem Boğazlarda ve hem uğradıkları tekmil Türk limanlarında sıhhi muamelelerini karada sahil sıhhiye dairesinde veya bu vazifeyi gören makama müracaatla yaptırırlar. 

Madde 42 - (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.) 

Kaza, fırtına veya ahvali fevkalade sebebiyle bir limana ilticaya mecbur olan gemiler dahi patentalarını veyahut 35 inci maddede yazılı vesikaları mevcut olduğu takdirde göstermeye ve o limandan hareketlerinde vize almağa mecburdurlar. Bu gemiler sahil sıhhat memurlarının murakabesi altında limanda kalıp ihtiyaçlarını da temin edebilirler. 

Madde 43 - (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.) 

Türk limanlarına gelen ecnebi harb gemileriyle ecnebi donanmalarına mensup muavin sefineler ve hükümdarları, Devlet Reislerini ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ziyarete gelen zatları hamil hususi yatlar ve gemiler patenta ibrazına mecbur değildirler. Kara ile ihtilat etmek ve serbest pratika almak istedikleri takdirde behemehal sıhhi muameleye ve icabında sıhhi tedbirlere tabi tutulurlar. 

Madde 44 - (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.) 

Türk harb sefineleri ve ticaret ile münasebeti olmayıp Hükümete ait bulunan şair gemiler münhasıran hizmetlerine ait işler için Türk limanları arasında seyrüsefer ettikleri ve hiçbir bulaşık limana uğradıkları ve yolcu, asker ve şair eşhas nakleylemedikleri takdirde Türk limanlarına girip çıktıkları zamanlar sıhhi muameleye tabi değildirler. Fakat gemi içinde sari hastalık zuhur ettiği takdirde bu gemilerin kaptanları muvasalat limanlarındaki hudut ve sahiller sıhhat memurlarına haber vermeye mecburdurlar. Bu takdirde tıbbi muayene yapılmadan ve serbest pratika verilmeden kara ile ihtilat edemezler. 37 nci maddede zikredilen hastalıklarla bulaşık limanlardan gelen bu nevi gemiler sair ticaret sefineleri hakkındaki hükme tabidirler. 

Madde 45 - (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.) 

Türk limanlarından birinde sari hastalık zuhur ederse Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin emriyle bu limandan hareket eden tekmil gemiler, müteakiben uğrayacakları Türk limanlarında ihtilattan evvel sıhhi muayeneye tabi tutulurlar. 

Madde 46 - (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.) 

43 ve 44 üncü maddelerde zikredilen gemilerle ve küçük mesafelere gidip hiçbir yere uğrayarak avdet eden tenezzüh, balıkçı ve süngerci ve tahlisiye gemileri müstesna olmak üzere Türkiye limanlarından ithalat ederek çıkan her Türk ve ecnebi gemisi bir sıhhat patentasını hamil olur. 

Madde 47 - Limanlarda gemilerin muvasalat ve hareketlerinde icrası icap eden sıhhi muamele, patentaların şekli, vasıf ve sureti itası, yolcu, mürettebatın ve eşyanın tathiri, bulaşık patentalı gemilere tatbikı icap eden sıhhi tedbirler, muhtelif hastalıklara ait vakalarda yapılacak muamele ve limanlarla hudutlarda müesses tahaffuzhaneler idare sureti ve yirmi dokuzuncu maddede zikredilen sıhhi müdafaaya mütaallik sair bütün muameleler mevcut mukavele ve kanunlara nazaran Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince neşredilecek talimatnamelerle tayin olunur. 

Madde 48 - Türkiye konsolosları bulundukları mahalde zuhur eden ve 37 nci maddede zikredilen hastalık vakalarını ve bunlar hakkında ittihaz edilen tedbirleri Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletine muntazaman bildirirler. Yalnız bunlardan kolera, veba ve sarıhummadan her vakanın telgrafla ihbarı lazım gelip diğer hastalıklar ancak salgın şekli aldıkları takdirde mektup ile haber verilir. 

Madde 49 - Türkiye limanlarına sari ve salgın hastalıkların duhulüne mani olmak için aşağıda zikredilen tedbirler ittihaz edilir: 

1 - Gemilerin tıbbi muayenesi. 

2 - Bulaşık olduğundan şüphe edilen yolcuların nezaret altında bulundurulması veya tecridi. 

3 - Hastaların tahaffuzhane veya sari hastalıkları hastanelerinde şifa buluncaya kadar tedavi ve etrafı için tehlikeleri zail oluncaya kadar tecridi. 

4 - Gemilerin ve sıhhat memurlarının görecekleri lüzum üzerine tathiri kabil olan ticaret eşyasiyle zati eşyanın ve gemi eşyasının fenni tathiri. 

5 - Hastalık amilini nakil vasıta olan haşeratın ve hayvanların itlafı. 

6 - Yolcu ve mürettebata aşı veya serum tatbiki. 

Bu tedbirlerin tatbikı için lazım gelen zaman zarfında gemilerin limanlarda tevkifine hudutlar ve sahiller sıhhat memurları salahiyettar tırlar. 

Madde 50 - Sari ve salgın hastalıkların nakline vasıta olup fenni tathiri mümkün veya faydalı olmayan her nevi eşyanın gemilerden tahliye edilmesine veya kara veya deniz tarikiyle memlekete ithaline mümanaat Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti salahiyettar dır. Vekalet bu hususta müstaceliyet ne binaen karar ittihaz ederek gümrüklere ve postaya tebligat icra ettikten sonra keyfiyeti icra Vekilleri Heyetinin tasvibine arz eder. 

Madde 51 - Türkiye ve ecnebi limanlarından bulaşık veya şüpheli olanlar Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince ilan olunur. Bu takdirde bu limanlar müfredatı, gemilerin patentaları bulaşık olmasa dahi 49 uncu maddede zikredilen tedbirlerden birine tabi olur. Alınan tedbirler Hariciye Vekaletince alakadar devletlere mer’i mukaveleler dairesinde tebliğ olunur. 

Madde 52 - (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.) 

Bütün Türkiye limanlarında sıhhi muamele ifası Hudut ve Sahiller Sıhhat Umum Müdürlüğü memurlarına aittir. Bunların bulunmadığı mahallerde Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin göstereceği lüzum üzerine, Hükümet veya belediye tabipleri, liman reisleri veyahut nahiye müdürleri ile gümrük memurları kanun ve nizam ve talimatnameler hükümleri dairesinde sıhhi müdafaaya terettüp eden vazifeleri ifa ederler. 

Madde 53 - Hudutlar ve Sahiller Sıhhat Umum Müdürlüğü hizmetlerine ait olan resimler ve tathir, tephir, tahaffuzhane masrafları ve kanuna muhalif hareket eden gemi kaptanlarından alınması icap eden para cezası mahsus kanuna tevfikan tahsil olunur. 

Madde 54 - Komşu memleketlerden birinde 37 nci maddede zikredilen hastalıklar zuhur ettiği takdirde kara hudutlarında Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince vürut edecek yolcularla zati ve ticari eşya hakkında aşağıdaki tedbirler alınır: 

1 - Tren, araba veya herhangi bir suretle karadan veyahut nehir yolu ile gelen yolcuların hudutlara dahil oldukları mahalde veya hududa civar münasip bir yerde tıbbi muayeneleri. 

2 - Aşı veya serum tatbiki. 

3 - Zati veya ticari eşyadan tathir ve tehiri mümkün ve faydalı görülenlerin tathiri. 

4 - Yolcuların tıbbi nezaret altına alınması veya şüpheli şahısların tecridi 

5 - Hastaların tecrit ve tedavisi. 

Madde 55 - Komşu memleketlerdeki salgın hastalıkların memleket için tehlikeyi mucip bir şekilde devam eyleyerek adi tedbirler ile bu tehlikenin izalesine imkan görülmediği zamanlarda hudutların hastalık bulunan memlekete mücavir kısmı İcra Vekilleri Heyeti kararıyla muvakkaten sedıt olarak her türlü makaleler tatil olunabilir.

Madde 56 - 37 nci maddede zikredilen hastalıklardan birinin hüküm sürdüğü memleketlerden hava nakil vasıtaları ile vürud eden yolcu ve eşyalar hakkında 54 üncü maddede yazılan tedbirler Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin münasip göreceği hallerde hudutlarda veya bu vasıtaların karaya indikleri mahallerde tatbik olunur.

İKİNCİ FASIL 

Memleket dahilinde sari ve salgın hastalıklarla mücadele

Madde 57 - Kolera, veba (Bubon veya zatürree şekli), lekeli humma, kara humma (humma yi tiroidi) daimi surette basil çıkaran mikrop hamilleri dahi paratifoid humması veya her nevi gıda maddeleri tesemmüm atı , çiçek, difteri (Kuşpalazı) - bütün tevkifatı dahi - sari beyin humması (İltihabı sahaya dimağ şevki müstevli), uyku hastalığı (İltihabı dimağ sari), dizanteri (Basilli ve amipli), lohusa humması (Hummai nifasi) ruam, kızıl, şarbon, felci tıfli (İltihabı nuhai kuddamii sincabı haddı tifli), kızamık, cüzzam (Miskin), hummai racia ve malta humması hastalıklarından biri zuhur eder veya bunların birinden şüphe edilir veyahut bu hastalıklardan vefiyat vuku bulur veya mevtin bu hastalıklardan biri sebebiyle husule geldiğinden şüphe olursa aşağıdaki maddelerde zikredilen kimseler vakayı haber vermeye mecburdurlar. Kudurmuş veya kuduz şüpheli bir hayvan tarafından ısırılmaları, kuduza müptela hastaların veya kuduzdan ölenlerin ihbarı da mecburidir. 

Madde 58 - İcrayı sanat eder her tabip 57 nci maddede zikredilen vakaları kati veya muhtemel teşhis vaz’ını müteakip ilk 24 saat zarfında sıhhiye dairesine, hükümet veya belediye tabibi bulunmadığı takdirde polis veya jandarma karakoluna hastanın isim ve adresiyle beraber tahriren veya şifahen haber verir. Polis ve jandarma daireleri ittila hasıl eyledikleri bu vakaları hiç vakit kaybetmeden alakadar makamlara bildireceklerdir. 

Madde 59 - Sari hastalıkların haber verilmesini kolaylaştırmak üzere Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince hazırlanıp arzu eden tabiplere tevzi edilecek ihbarnameler postalarca meccanen nasıl olunur.

Madde 60 - 57 nci maddede yazılan hastalıklara uğrayan birisinin ikametgahı değiştiğini, hastalığı haber vermekle mükellef olanlar öğrendikleri takdirde bu nakli ihbara mecburdurlar. 

Madde 61 - Hastane baştabipleri, mektep, fabrika, imalathane, hayır müesseseleri, ticarethane ve mağaza, otel, pansiyon, han, hamam, hapisane sahip veya müstecirleri ve müdürleri, apartman kapıcıları bulundukları mahallede, köy ihtiyar heyetleri köylerinde zuhur eden ve eczacılar, diş tabipleri ve ebeler, hasta bakıcıları, ölü tabut yan ve yıkayanlar sanatlarını icra sebebiyle muttali oldukları 57 nci maddede zikredilen vakaları derakap alakadar makamlara tebliğ ve ihbara mecburdurlar. 

Madde 62 - Deniz veya nehir lerde seyrüsefer eden her nevi definelerde 57 nci maddedeki vakalardan biri zuhur ettiği takdirde geminin kaptan ve reisi ilk limanda vakayı hükümete haber vermeye mecburdur. 

Madde 63 - (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.) 

Limanlarda gemilere sıhhat patentası vermekle mükellef sahil sıhhat memurları veya teşkilat bulunmayan mahallerde sahil sıhhiye işlerine bakmakla mükellef memurlar 57 nci maddede yazılı hastalıklardan ancak kolera, vebaya ait hakiki vakaları ve çiçek ve lekeli humma salgın halinde ise zuhur eden vakaları limanlardan hareket edecek bilumum gemilerin sıhhat patentalarına işaret ederler. 

57 nci maddede yazılı sair hastalıkların ancak salgın halini aldıkları zamanlarda ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinden verilecek emir üzerine tahakkuk eden vaka adetleri hakkında da patentalara şerh verilir. 

Madde 64 - 57 nci maddede zikredilen lerden başka herhangi bir hastalık istilai şekil aldığı veya böyle bir tehlike baş gösterdiği takdirde o hastalığın veya herhangi bir hastalık şeklinin memleketin her tarafında veya bir kısmında ihbarı mecburi olduğunu neşir ve ilana ve o hastalığa karşı bu kanunda mezkur tedbirin kafesini veya bir kısmını tatbika Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti salahiyettar dır.

Madde 65 - Sari bir hastalık zuhur ettiği veya zuhurundan şüphelendiği veya sari ve salgın bir hastalıktan vefat vuku bulduğu veyahut vefatın sari ve salgın bir hastalık tesiri ile husule geldiğinden şüphe edildiği ihbar olunur olunmaz hükümet tabipleri veya bulunmadığı mahallerde belediye tabipleri mahallinde lazım gelen tetkikatı icra ve hastalığın muhakkak olup olmadığını ve zuhuru sebep- lerini tahkik ile mafevke işar eyler. Sari hastalıklar tetkikatı yapan tabiplere bütün Devlet kuvvetleri müzaherete mecburdurlar.

Madde 66 - 65 inci maddede zikredilen tahkikat, sari ve istilai bir maraz zuhuru ihbar olunmadığı ve fakat Hükümetçe sari bir hastalık vukuundan şüphelendiği takdirde dahi yapılabilir. Bu surette sari hastalık tetkikatı yapan sıhhat memurları lüzum gördükleri mahallerde hastaları veya maraz amillerini ve sebeplerini taharriye salahiyettar tırlar.

Madde 67 - 57 nci maddede zikrolunan sari ve salgın hastalıklar vakaları hakkında tetkikat yapan tabip bu tetkikatı kolaylaştırmak üzere hastanın yanına girmeye ve hastayı ve icabına göre evin sair sakinlerini muayeneye ve hastalığın sureti zuhur ve seyrine dair izahat ve malumat talebine salahiyettar dır. Bu hususta müminatı görülenler bu kanunda zikredilen ahkamı mahsusa mucibince cezalandırılır.

Madde 68 - Tabip bulunmayan mahallerde Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin emri ile sari ve salgın hastalıklar hakkında tetkikat yapmaya, bu husus için yetiştirilmiş küçük sıhhat memurları mezundurlar.

Madde 69 - Sari ve salgın bir hastalığın vukuu tahakkuk elediği takdirde sıhhat memurları derakap lazımgelen tedbirlerin ittihazına ve bütün idari makamlar bu tedbirlerin tatbik ve icrası hususunda muavenete mecburdurlar.(1)

Madde 70 - Sari ve salgın bir hastalıktan vefat eylediği zan ve şüphe edilen eşhas üzerinde, alakadar tabip tarafından lüzum gösterildiği takdirde, fethimeyit icra olunabilir.

Madde 71 - Sari ve salgın bir hastalığın hükümferma olduğu veya tehdit eylediği mahallerde Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince bütün cenazelerin defninden evvel bir tabip tarafından muayenesi mecburiyeti ilan edilebilir.

Madde 72 - 57 nci maddede zikredilen hastalıklardan biri zuhur ettiği veya zuhurundan şüphelendiği takdirde aşağıda gösterilen tedbirler tatbik olunur: 

1 - Hasta olanların veya hasta olduğundan şüphe edilenlerin ve hastalığı neşrü tamim eylediği tetkikatı fenniye ile tebeyyün edenlerin fennin icap eden müddet zarfında ve sıhhat memurlarınca hanelerinde veya sıhhi ve fenni şartları haiz mahallerde tecrit ve müşahede altına vaz’ı. 

2 - Hastalara veya hastalığa maruz bulunanlara serum ve aşı tatbik. 

3 - Eşhas, eşya, elbise, çamaşır ve binaların ve fennen intana maruz olduğu tebeyyün eden sair bilcümle mevaddın fenni tathiri. 

4 - Hastalık neşreden haşarat ve hayvanatın itlafı. 

5 - Memleket dahilinde seyahat eden eşhasın icap eden mahallerde muayenesi ve eşyalarının tathiri. 

6 - Hastalığın sirayet ve intiharına sebebiyet veren gıda maddelerinin sarf ve istihlak nin men’i. 

7 - Dahilinde sari ve salgın hastalıklardan biri zuhur eden umumi mahallerin tehlike zail oluncaya kadar set ve tahliyesi. 

------------ 

(1) Bu hükmün uygulanmasında ek 2 nci maddeye bakınız. 

Madde 73 - Kolera ve veba ve ruam musaplarından gayrı hastaların evlerinde tecrit edilmelerine müsaade olunur. Yalnız alakadar sıhhi memurlar tarafından bu tecridin müessir olmasını temin edecek şartların mevcudiyeti kabul edilmiş olmalıdır. Bu takdirde hastaların evlerine bir alameti mahsusa vaz edilerek hariçle olan ihtilat men edilir. Kolera, veba, ruam musaplariyle bulunduğu ma- hallerde tecridi mümkün ve kafi görülmeyen sair hastalık musapları ve kolera ve vebayı neşir ve sirayet ettirmeleri muhtemel olanlar icap ederse cebri tecride tabi olurlar. Cebri tecrit, hastaların veya bu maddede zikredilen şüphelilerin Hükümetçe tayin edilecek mahallerde, her türlü ihtilattan memnu olarak ve zabıta murakabesi altında bulundurulmalıdır. 

Madde 74 - Hastaların tecrit ve tedavisine mahsus vasıf ve şartları haiz hususi yerleri olmayan mektep, fabrika ve imalathanelerle mütaaddit kimselerin bir arada bulunduğu umumi her nevi müessese ve menide sari hastalıklara musap kimselerin alıkonulması memnudur. 

Madde 75 - Kuduz olan veya kudurmuş olduğundan şüphe edilen hayvanlar tarafından ısırılmış olanların vakit kaybetmeden en yakın kuduz tedavi müessesesine izam olunmaları mecburidir. Bunlardan fakir olanların yol masrafları belediye veya köy sandıklarınca ve bu sandıklar vermedikleri takdirde idarei hususiye lerce tediye olunur ve bunlar Devlete ait umumi nakil vasıtalarından meccanen istifade ederler. 

Madde 76 - Etrafında bulunanlara sari ve salgın hastalıklardan birini nakle vasıta olduğu muhakkak olan kimseler muvakkaten ve bu zail oluncaya kadar meslek sanatlarını icrasından hıfzıssıhha meclisleri kararıyla men olunur. 

Madde 77 - Sari ve salgın hastalıklardan birinin hüküm sürdüğü veya tehdit ettiği mahallerde Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin tasvibiyle bütün umumi mahallerde vuku bulacak içtimalar tahdit veya menolunabilir. Bundan başka hastalarla hastalığı şüpheli olanların ve hastalığın sirayet ve neşrine vasıta olabilecek eşyanın fenni tathirat ile mazhar ve mazarratı izale edilmeksizin nakil- 

lerine ve bütün kara ve deniz ve hava nakil vasıtalarının fenni tathir ve tephire tabi tutulmadan seyrüseferlerine mümanaat edilir. 

Madde 78 - Hususi kanuna tevfikan açılmış olan şahıslara ait laboratuvarlarda ve Sıhhat Vekaletince tayin edilecek müessesatı resmiyenin gayrisinden kolera, veba ve ruam mikropları kültürlerinin bulunması memnudur. Diğer sari hastalıklar mikroplarının iyi muhafazasından ve bir halden diğerine naklinde yapılacak takayyüdat tan laboratuvar sahipleri mesuldür. 

Madde 79 - Su ile sirayet ettiği fennen muhakkak olan hastalıklardan birinin salgın halinde hüküm sürdüğü mahallerde veya bu mevkilerin etraf ve civarında bulunan umumi banyolar ve kuyular, aptesaneler ve şehir ve kasaba ve köylere gelen suların ve çamaşır yıkamağa mahsus umumi mahallerin ve dere, nehir gibi cari sularla göl sularından şüpheli olanlarının istimali memnudur. 

Madde 80 - Askeri kuvvetler arasında veya askeri müesseselerde 57 nci maddede mezkur sari ve salgın hastalıklardan biri zuhur ettiği takdirde bu kanunda zikredilen tedbirin ifasına hususi teşkilatı sıhhiyeleri mecburdur. Bu hallerde Milli Müdafaa Vekaleti vukuatın zuhur ve seyrinden Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletini daimi surette malumattar edecek ve halkı sirayetten korumak için müştereken ittihaz ve kabul edilecek tedbirleri tatbik eyleyecektir. Sıhhat Vekaletince halk arasında görülen sari hastalıklar vakalarından Milli Müdafaa Vekaleti vaktinde haberdar edilir. 

Madde 81 - Sari ve salgın hastalıklar amilleriyle bulaştığı muhakkak veya şüpheli olupta tathiri ve tephiri masarifi kıymetinden ziyadeye baliğ olacağı anlaşılan veya tephir ve tathiri mümkün görülmeyen eşya ve mevaddı saire imha olunur. Tathir ve tephir masarifi kıymetinden ziyadeye baliğ olacağı anlaşılan eşyanın sahibi tarafından arzu edildiği takdirde tathir masarifi kendisi tarafından deruhte edilerek tathiri icra edilir. İmha edilen mevat ve eşya Hükümetçe her kimin elinden alınmış ise belediye ve köy ihtiyar heyetlerince tayin edilecek bedeli o şahsa tazminat olunur.

Madde 82- Sari ve salgın hastalıklardan birinden vefat edip hususi tedbire tabi olarak defni iktiza eden cenazeler alakadar memurların nezareti altında tabutlanıp defnolunurlar.

Madde 83 - Cebri tecride tabi olarak müessesatta veya evlerinde tecrit edilen kimselerle 76 ncı maddede zikredilen şahıslardan muhtaç olanlarının kendileri ve ailelerinin iaşeleri masarifi Hükümetçe tesviye edilir.

Madde 84 - Sari hastalıkların zuhur ve intişarına mani olmak üzere münasip fasılalarla umumi meninin, nakil vasıtalarının, otel, han ve her nevi temaşa yerleri ve saire gibi içtima yerlerinin veya lüzum görülecek sair müessesatın neşir ve ilan edilecek şartlar dahilinde tathir ve tephirine ve hastalık nakleden haşerat ve hayvanatı itlaf etmeğe Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti mezundur.

Madde 85 - Müstamel elbise ev eşyası ve dairenin fennen tathir edilmeden satılması memnudur.

Madde 86 - İçinde sari ve salgın hastalıklardan biri çıkan binalarla bitişik binalar sahipleri hastalığın izalesine hadim ve yayılmasına mani olmak üzere sıhhiye memurlarının gösterecekleri sıhhi mahzurları ıslaha mecburdurlar. Sahipleri yapmazsa Hükümet veya belediyelerce yapılıp, masarifi, maliye memurlarınca Tahsili Emval Kanununa tevfikan tahsil olunur.

Madde 87 - Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince 57 nci maddede zikredilen hastalıkların her birine karşı yapılacak mücadele tedbirlerini ve tathirat ve tephirat ve itlafı haşerat ve hayvanat usullerini ve tathir ata tabi binalar ve eşya ve dairenin ne zamanlarda ve ne suretle tephir ve tathir edileceklerini mübeyyin bir nizamname neşrolunur.

Madde 88 - Türkiye dahilinde her fert çiçek aşısı ile mükerrer aşı olmaya mecburdur. Bu aşının, icrası tarzı ve vesikaların ne suretle ifa olunacağı ve aşılarının fennen geri bırakılması icap eden kimseler 87 nci maddede yazılan nizamnamede zikredilir.

Madde 89 - Türkiye hudutları dahilinde doğan her çocuk doğumu takip eden ilk dört ay zarfında aşılanır. Çocuğun peder ve validesi aşı mecburiyetinin ifa edilmesinden aynı suretle mesuldürler. Ebeveyni olmayan çocuklar veya ebeveyni nezdinde bulunmayan çocuklar için çocuğu bakmak üzere kabul eden şahıslar veya müesseseler müdürleri mesuldürler.

Madde 90 - Otuz yaşına kadar olan her şahıs çiçek aşısını beş senede bir tekrar ettirme mecburdur. Çiçek salgını vukuunda sıhhat memurları tarafından lüzum görülecek bütün eşhasa çiçek aşısı tatbikı mecburidir.

Madde 91 - Çiçek aşısı Hükümetçe hazırlanır ve meccanen tevzi ve tatbik olunur.

Madde 92 - Askeri makamlar, askeri hizmetlerini ifa sırasında ve kanunen muayyen olan müddetlerde askerlerin çiçek aşılarını muntazaman ifaya mecburdurlar.

Madde 93 - Ticari ve sınai bütün müesseseler sahipleri müstahdemlerini kendi vesaitiyle kanunun gösterdiği müddetlerde çiçek aşısı ile aşılama mecburdurlar.

Madde 94 - Kanuni mühlet zarfında mükerreren aşılandığını vesikalarla ispat edemeyenlerin Devlet, belediye hizmetlerinde veya hususi ve umumi ticaret ve sanayi müesseselerinde, büyük çiftliklerde istihdamı veya mekteplere kabulü memnudur.

Madde 95 - Sari hastalıklara karşı kullanılan her nevi serum ve aşılar Hükümet tarafından ihzar edilir. Hariçten getirilenlerin Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince tayin olunan vasıf ve şartları haiz olmaları mecburidir. Dahilde beşeri serum ve aşı imali Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin müsaadesine ve murakabesine tabidir. Bu müesseselerin vasıfları ve şartları Vekaletle tayin 

olunur.

Madde 96 - Kuduz aşısı ihzar ve tatbiki için iktiza eden müesseseler Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince veya onun müsaade ve murakabesi altında resmi teşkilatı tarafından açılır ve aşı meccanen tatbik olunur.

ÜÇÜNCÜ FASIL 

Sıtma ile mücadele

Madde 97 - Sıtmalı olduğu Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince neşir ve ilan edilecek mahallerde sıtmanın her türlü şekillerinin 58, 59, 60, 61 inci maddelerde musarrah olduğu veçhile ihbarı mecburidir.

Madde 98 - Sıtma mücadelesi, hususi kanununa ve talimatnamelerine tevfikan icra olunur. Askeri makamlar Sıhhat Vekaletince kabul edilen esaslar dahilinde askeri kıtaat ve teşkilatta sıtma mücadelesi yaparlar ve yapanlar tedbirleri sıtma mücadele reislerine veya sıhhat müdürlüklerine bildirirler.

DÖRDÜNCÜ FASIL 

Trahom ile mücadele

Madde 99 - Ahalisinin büyük bir kısmının trahom hastalığına müptela olduğu tahakkuk eden mahallerde Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti tarafından mücadele heyetleri teşkil edilir ve iktiza eden müesseseler açılır. Buralarda hastalığın tedavisi için hastalar üzerinde yapılacak bütün tedbirler ve ameliyeler meccanen icra olunur.

Madde 100 - Trahomlu olduğu Vekaletle neşrü ilan edilecek mahallerde trahom hastalığının ve ihtilaflarının 58, 59, 60, 61 inci maddelerde tasrih edildiği üzere ihbarı mecburidir.

Madde 101 - Trahom mücadele mıntıkalarında teşkil edilecek heyetler bütün ahaliyi muayene ve tescile ve trahoma müptela olduğu anlaşılan hastaları tedavi maksadı ile müesseselere celbe ve iktiza eden tedaviyi tatbika salahiyettar dır.

Madde 102 - Gerek trahom mücadele mıntıkalarında ve gerekse memleketin sair aksamında trahomun sari devresine musap olan hastaların bu devre devam ettiği müddetçe mektep, fabrika, imalathane veya sair resmi, hususi müessese ata devamları men olunur. Trahom mücadele mıntıkalarındaki çocukların tedrisatı için Sıhhat ve Maarif Vekaletleri De müştereken hususi tedbirler ittihaz olunur. 

Askeri makamlar Sıhhat Vekaletince kabul edilen esaslar dahilinde askeri kıtaat ve teşkilatta trahom mücadelesi yaparlar ve yapılan tedbirleri mahallesindeki sıhhat memurlarına bildirirler.

BEŞİNCİ FASIL 

Zührevi hastalıklarla mücadele

Madde 103 - Vücudun hangi kısmında ve ne şekilde tezahür ederse etsin frengi,bel soğukluğu ve yumuşak şankr müptela her şahıs kendisini Türkiye’de sanat icrasına mezun bir tabibe tedavi ettirmeye mecburdur. Çocukları tedavi ettirmek mecburiyeti ana ve babalarına veya bu çocuklara bakan ve himaye eden kimselerle müesseselere racidir.

Madde 104 - Sanatını icra eden her tabip her ay nihayetinde protokol defterlerindeki kayıtlara nazaran o ay zarfında kendilerine müracaat eden frengili hastaların ismini, yaşını ve hastalığının devrini, evvelce bir tabip tarafından tedavi edilip edilmediğini Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletine bildirmek üzere bulunduğu mıntıkanın Sıhhat ve İçtimai Muavenet Müdürlüğüne yazı ile bildirir. 

Mahrem olarak alınacak bu ihbaratı ifşa eden memurlar hakkında Devletin mahrem kayıtlarını ifşa ve vazife i memuriyetini suistimal etmenin istilzam ettiği mücazat tayin olunur.

Madde 105 - Frengi ve bel soğukluğu ve yumuşak şankr müptelaları bütün resmi sıhhat müesseselerinde veya Hükümet ve belediye tabipleri tarafından parasız tedavi edilir.

Madde 106 - Zührevi hastalıklardan biriyle musap olduğundan şüphe ve bu hastalıkları etrafına neşrü tamim ettiğinden endişe edilen kimseleri muayeneye sevk ve sıhhi hallerine dair bir rapor talep etmeye alakadar Sıhhat ve İçtimai Muavenet Müdürleri ve Hükümet tabipleri mezundurlar. Bu gibi şahıslar arzu ettikleri takdirde kendilerini hususi bir tabibe muayene ettirerek ondan alacakları raporu ibraz edebilirler. Bu hususta imzasız ve adressiz ihbarat mesmu olamaz.

Madde 107 - Zührevi bir hastalığa müptela olduğu tahakkuk ederek hastalığı etrafına neşir ve sirayet ettirdiğinden şüphe edilen kimseler cebren tedaviye sevk olabileceği gibi hastalığın sirayetine mani olmak üzere bir hastanede tecrit ve tedavi altına alınabilir. Bu hususta kuvvei cebriye istimali dahi caizdir.

Madde 108 - Zührevi hastalıklardan birine musap hastalardan biri tedaviyi ikmal etmeden ortadan kaybolduğu takdirde tedavi eden tabibi,mıntıkası Sıhhat ve İçtimai Muavenet Müdürlüğüne yazı ile malumat vermeye mecburdur.Sıhhat müdürleri tedaviden ayrılan bu hastanın diğer bir tabip tarafından veya herhangi resmi müessesede tedavi edilip edilmediğini icap ederse bizzat hastanın kendisinden izahat alarak tahkika ve tedavi edilmediği tahakkuk edenleri 107 nci madde mucibince tedaviye sevke mezundur.

Madde 109 - Her tabip tedavi altında bulunan zührevi hastalıklar musaplarının ellerine bu hastalı- ğın tehlikesini ve sirayet yollarını bildirecek, nümunesi Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince tespit edilmiş bir (Vesaya Yı sıhhiye varakası) vermeye mecburdur. Hasta çocuk olduğu takdirde bu izahat ve vesaya varakası hastanın ana ve babasına ve olmazsa sair yakınına verilir.

Madde 110 - Zührevi hastalıklardan birine düçar olduğunu bildiği veya görünüşü nazaran veyahut tedavisi altında bulunduğu tabiplerinin izahati ile bu hastalıklardan birine müptela olduğunu bilmesi lazım geldiği halde hastalığı bir diğerine sirayet ettirenler hakkında bu kanunda mezkur mücazat tatbik olunur.Takibat için alakadarın şikayeti lazımdır.Hastalığın zuhurundan itibaren altı ay hitamında müruruzamana tabi olur.Frengili bir çocuğun frengiye musap olduğunu bildiği halde salim bir süt anneye emzirmek memnudur.

Madde 111 - Ahalisinden bir kısmının frengiye musap olduğu anlaşılan veya şüphe edilen mıntıkalarda Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti tarafından mücadele heyetleri teşkil ve lazım gelen müesseseler açılır.

Madde 112 - Frengi mücadele heyetleri,mıntıkaları dahilinde bütün ahaliyi muayene ve tescile ve frengiye müptela olduğu anlaşılan hastaları tedavi maksadıyla müesseselere celp ve iktiza eden müdavatı tatbika salahiyettar tırlar. 

Askeri kıtalarda teşkilatta zührevi hastalıklarla mücadele askeri makamlarca temin olunur. Sirayet devresinde zührevi hastalıklar musapları fenni usulle tedavi edilmedikçe terhis edilmez. Askerlik esnasında frengili olduğu tespit edilenlerin künye defterleri, gördükleri tedavi tarzı hakkındaki malumat ile beraber Müdafaai Milliye Vekaletince Sıhhat Vekaletine gönderilir.

ALTINCI FASIL 

Veremle mücadele

Madde 113 - Akciğer ve hançere vereminin her sari şeklinde musap olanlarla veremin herhangi serisi şekline musap olarak vefat edenlerin isim ve adresleriyle ihbarı mecburidir.Musaplar sekiz gün ve vefatlar yirmi dört saat zarfında hastalığı ve ölümü teşhis ve tespit eden her tabip tarafından en yakın sıhhiye dairesine şifahen veya tahriren ihbar edilir.

Madde 114 - Veremli hastanın ikametgah değiştirmesi halinde nakilden haberdar olan tabip derakap keyfiyeti ve nakledilecek mahalli evvelce hastayı haber verdiği sıhhiye dairesine ihbara mecburdur.

Madde 115 - Hastanelerde,doğum evlerinde, hapishanelerde, sair resmi veya hususi müessesatı sıhhiye ve hayriye deki bütün veremli hastalarla buralarda vukua gelen verem ve fiyatı yirmi dört saat zarfında o müessesenin müdürü tarafından ihbar edilir. 

Askeri kıtaat ve teşkilatta tedavi edilen veya vefat eden veremliler buralardaki askeri tabipler tarafından ve mensup oldukları kumandanlıklar vasitasiyle alakadar sıhhat makamlarına ihbar olunur.

Madde 116 - Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince küşat edilen verem dispanserlerinin mevcut olduğu mahallerde verem musaplarının doğrudan doğruya dispanser tababetine ihbar edilmesi vekaletçe neşrü ilan edilir.

Madde 117 - Resmi bakteriyoloji laboratuvarları veremlilere ait olup tabipler tarafından gönderilen maddeleri meccanen muayene ve neticesini gönderen tabiplere iş’ar ederler.

Madde 118 - Hükümet veya belediye tabiplerinin veya tabibi müdavi lerinin talebi üzerine veremlilerin ikametgahları ve eşyaları meccanen tathir ve tephir olunur.

Madde 119 - Sari şekilde verem hastalığına musap olduğu tebeyyün eden ve etrafında bulunan kimseleri intana duçar edeceğinden şüphe olunan hastaları hastane veya sair bir müessesede tecrit veya tedaviye veya meslek ve sanatları dolayısiyle küçük çocukları verem intanına duçar edecekleri tahakkuk edenleri meslek ve sanatlarını icradan mene Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti salahiyettar dır.

Madde 120 - Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti fennen lüzum göreceği eşhasa veremden vikayeye matuf tedbirleri tatbika mezundur.

Madde 121 - Veremle mücadele cemiyetlerine ait müesseselerle bu cemiyetler tarafından tatbik edilen mücadele tedbirleri Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin murakabesine tabidir.

YEDİNCİ FASIL 

Geçen fasıllar arasında müşterek hükümler

Madde 122 - Evlenecek erkek ve kadınlar evlenmeden evvel tıbbi muayeneye tabidir. Bu muayenenin sureti icrası ve teferruatı hakkında Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince bir nizamname neşrolunur.

Madde 123 - Frengi, bel soğukluğu ve yumuşak şankr ve cüzzama ve bir marazı akliye müptela olanların evlenmesi memnudur. Bu hastalıklar usulü dairesinde tedavi edilip sirayet tehlikesi geçtiğine veya şifa bulduğuna dair tabip raporu ibraz olunmadıkça musapların nikahları aktolunmaz.

Madde 124 - İlerlemiş sari vereme musap olanların nikahı altı ay tehir olunur. Bu müddet zarfında salah eseri görülmezse bu müddet altı ay daha temdit edilir. Bu müddet hitamında alakadar tabipler her iki tarafa bu hastalığın tehlikesini ve evlenmenin mazarratını bildirmeğe mecburdur.

Madde 125 - Süt annelik yapacak kadınlar zührevi hastalıklarla sari vereme ve cüzzama musap olmadıklarını müsbit tabip raporları alırlar. Raporlar her altı ayda bir tecdit olunur. Bu raporu olmayan kadınların süt annelik etmesi ve rapor talep etmeden herhangi bir kadının süt anneliğe kabul edilmesi memnudur. Resmi tabipler süt annelik edecek kadınları meccanen muayene ve raporlarını ita ederler.

Madde 126 - Yenilecek ve içilecek şeyler satan veya veren veyahut taharet ve nezafete mütaallik sanatlar ifa edenler her üç ayda bir kendilerini muayene ettirerek bir sıhhi rapor almağa mecburdurlar. Bunlardan devrei sirayet frengi ve sari verem ve cüzzama müptela olanlarla halkın istikrah ve nefretini mucip bir cilt hastalığına duçar olanlar sanatlarını icradan menolunurlar.

Madde 127 - 126 ncı maddede zikrolunan sıhhi muayene meccanen belediye tabipleri tarafından yapılır. Belediye tabipleri bulunmayan yerlerde bu vazife hükümet tabipleri tarafından icra olunur. Mahalli belediyelerince hangi meslek ve sanat erbabının muayeneye tabi olduğu 266 ncı maddede zikredilen nizamnameye derc olunur.  

ÜÇÜNCÜ BAP 

Umumi kadınlar hakkında ahkam

Madde 128 - Sıhhat ve İçtimai Muavenet ve Dahiliye Vekaletleri müştereken bir nizamname neşrederek umumi kadınlar ve evlerin tabi olacakları hükümler ve bu fuhuş yüzünden intihar eden hastalıkların ve bilhassa zührevi hastalıkların sirayetine mani olacak tedbirleri tespit ve yine müştereken tatbik ederler. Umumi kadınlarla umumi evler ve bunlara benzer mahaller bu nizamnamede tarif ve tahdit olunacaktır.

Madde 129 - Fuhşu, sanat ve maişet vasıtası ittihaz eden kadınlardan zührevi hastalıkların her türlü eşkaline, cüzzam, cerp, impetigo, intertrigo, müterakki verem veya Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin fennen lüzum göreceği sair hastalıklara musap olanların sanatlarının icrasına icap ederse kuvvei cebriye istimali ile mümanaat olunur. Bunlar lüzum görürse bir müessesede tecrit ve tedavi edilir.

Madde 130 - Umumi evlerde her nevi ispirtolu içkilerin istihlaki memnudur.

Madde 131 - Fuhuş sebebiyle intihar eden hastalıklara karşı tedbir ittihazı masarifi belediyelere aittir. Bu husus için umumi evler sahiplerinden 128 inci maddede zikredilen nizamnamede gösterilecek bir ücret alınabilir mi de umumi kadınlardan şahsan her nevi resim veya ücret cinayeti usulü mülgadır.

Madde 132 - Umumi kadınlara mütaallik gerek ahlaki ve gerek intizamı umumi noktai nazarından yapılacak takibat ve sagirlerin fuhuş telkinatından vikayesi mahsus kanunlarına tevfikan ait olduğu daireler tarafından icra olunur. 

 

DÖRDÜNCÜ BAP 

Muhacerete ait sıhhi işler

Madde 133 - Türkiye’de tavattun etmek üzere topluca ve kafile halinde gelen ecnebi tabiiyetindeki şahıslar veya tabiiyetini terkederek Türkiye tabiiyetine dahil olmak isteyen muhacirler Sıhhat ve İçtimai Muavenet ve Dahiliye Vekaletleri De müştereken tayin edilecek hudut kapılarından veya limanlarından memlekete dahil olurlar. Türkiye’de azami üç ay kalmak veya tavattun etmek isteyen ecnebilerle tabiiyetini terkederek Türk tabiiyetini kabul etmek isteyen şahıslar münferiden veya bir aile halinde geldikleri takdirde her taraftan memlekete dahil olabilirler.

Madde 134 - 57 nci maddede zikredilen sari ve salgın hastalıklardan veya zührevi hastalıklardan birine musap olanlar, cüzzam, trahom ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince tayin olunacak hastalıklardan birine duçar olanların ve mecnunların ve fuhuşla meluf kadınların 133 üncü maddede mezkur kimseler meyanında memlekete gitmesi memnudur.

Madde 135 - 134 üncü maddedeki memnuiyeti ait istisnalar ve bütün muhacirlere veya tavattun etmek üzere gelen ecnebilere tatbik edilecek sıhhi tedbirler ve bunların iskan edildikleri mahalleye kadar sevk ve murakabeleri tarzları Sıhhat ve İçtimai Muavenet ve Dahiliye Vekaletleri İnce müştereken tespit olunur.

Madde 136 - 134 üncü maddede zikredilen hastalıklardan birine musap olan şahısları getiren gemiler ve şimendifer idareleri bunları tekrar getirdikleri yerlere iadeye veya sıhhat memurları tarafından müşahede, tecrit ve tedavi altına alınmak üzere bu memurlar tarafından gösterilecek mahalle kadar sevke mecburdurlar. Bu husustaki masarif bu nakil vasıtaları idarelerine aittir.

Madde 137 - Ecnebi memleketlerden gelen her vapur kaptanı sıhhi muamele esnasında hudutlar ve sahiller sıhhat memurlarına limana çıkacak yolcuların ve kara ile ihtilat edecek taifenin ve topluca ve kafile halinde Türkiyeye gelmek üzere bulunan eşhasın isimlerini bildiren bir liste verecek ve bunların içinde hasta mevcut olduğu takdirde gemi tabibinin tasdikiyle musap olduğu veya musabiyetinden şüphe edildiği hastalık bildirilecektir.

Madde 138 - Topluca ve kafile halinde muhacir nakleden Türk ve ecnebi gemilerin hükümetle- rince musaddak bir tabibi ve hastalık ve müstacel ahvalde kullanılmaya mahsus ecza ve tıbbi levazımı olmalıdır. Vapurların her tarafı ve bilhassa muhacirlerin bulunduğu mahalleler gayet temiz ve sıhhi şeriati haiz olacak ve muhacirler hava şedaidinden mahfuz olarak nakledilecektir.

BEŞİNCİ BAP 

Gemiler, demiryolları ve sair nakliyat vasıtaları sıhhi işleri

Madde 139 - Yolcu taşıyan Türk gemilerinde hususi kanunda gösterilen şartlar dahilinde istihdam edilecek tabiplerin Türkiye’de sanat icrasına mezun ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince tasdik edilmiş olması lazımdır. Bu tabipler gemi tabipliğine tayin olunmak için bu bapta neşredilecek talimatnameye tevfikan Vekaletçe bir imtihana tabi tutulurlar ve imtihanda muvaffak olanlara gemi tabipliği vazifesini ifa edebileceklerini mübeyyin bir vesika verilir.

Madde 140 - 139 uncu maddede zikredilen vesikayı hamil olmayan tabiplerin gemi tabiplik- lerinde istihdamı memnudur.

Madde 141 - Yolcu gemilerinde bulunması lazım gelen ilaç ve tıbbi levazım ile hasta tedavisi için tefrik edilen mahaller ve bu gemilerin şerait ve yolcu mahallerinin sıhhi vasıfları ve izdihama mani olacak ve yolcuların selamet ve emniyetini temin eyleyecek tedbirler Sıhhat ve İçtimai Muavenet ve İktisat Vekaletlerinde müştereken bir nizamname ile tespit olunur.

Madde 142 - Gemi tabipleri, gemi dahilindeki mürettebat ile üçüncü sınıf yolcuları ve deniz tutması, kaza veya sari hastalık vukuunda diğer sınıf yolcuları meccanen tedaviye mecburdur.

Madde 143 - Gemi tabipleri musaddak bir defter tutarak her seferdeki sıhhi vakaları hastalananların esami ve hastalıklarını ve yapılan tedaviyi umumiyetle geminin sıhhi hallerini kayıt ve imza ve kaptana tasdik ettirir. Bu defter seferden mebde limanına avdette orada sahiller sıhhi işlerine nezaretle mükellef memurlara ibraz olunur.

Madde 144 - Gemi tabibi memleketi sari ve salgın hastalıklardan korunma matuf tedbirleri teshil ve bu hususta ait olduğu makamlarca verilecek emirler ve talimatın icrası ile mükelleftir.

Madde 145 - Gerek uzun sefer yapan ve gerekse limanlar dahilinde veya kısa mesafeler içinde veya nehirlerde işleyen her nevi merakıp, sahiller sıhhi işlerine nezaretle mükellef memurlar tarafından murakabeye tabidir. Gemilerin kaptanları veya reisleri sari ve salgın hastalıkların zuhuruna mani olmak üzere gerek gemilerde ve gerekse mürettebata tatbikine bu makamlarca lüzum gösterilecek tedbirlere riayetle mükelleftir.

Madde 146 - Demiryolu, tramvay, otobüs ve omnibüs gibi umumi nakil vasıtaları vagon ve arabalarında sari ve salgın hastalıkların intikal ve sirayetine mani olmak üzere tatbikine sıhhi memurlarca lüzum gösterilecek tedbirlerin ifasına, bu nakil vasıtaları idareleri mecburdurlar. Şahıslara ait ve fakat umumi nakil işlerinde kullanılan vasıtalar sahipleri dahi aynı mecburiyete tabidirler.

Madde 147 - Sari ve salgın hastalıklara mübtela şahıslar ancak sıhhat memurlarının müsaadesi ile ve bu husustaki kaidelere riayet etmek şartı ile umumi nakil vasıtaları ile nakil olunabilir. Müsaade siz umumi nakil vasıtaları ile sari hastalık musaplarının nakli memnudur.

Madde 148 - Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince görülecek lüzum üzerine sari ve salgın hastalıkların zuhur ettiği mahalleden gelen yolcu ve eşyanın muayenesi için şimendifer istasyonlarında muayene mevkileri tesis olunur.

Madde 149 - Şimendifer idarelerince büyük demiryolu istasyonlarında ve yolcu katarlarında kaza ve müstacel hastalık vakalarında istimal edilecek levazım ve mevaddı tıbbiyenin hazır bulundurulması mecburidir.

Madde 150 - Gemi süvarileri ve çarkçı ve dümencileri, demiryolu makinistleri, otomobil ve otobüs şoförleri veya lüzum görülecek sair vesaiti nakliye müstahdeminin hizmete duhulden evvel bedeni, akli, ruhi ve basari, üzni muayenelerinin icrasına müteallik olmak üzere hususi hükümler vaaz edilecek ve bu muayenelere tabi olmadan hiçbir şahıs bu gibi hizmetlere kabul edilmeyecektir. Bu muayeneler resmi sıhhat müesseseleri tarafından meccanen yapılır. 

ALTINCI BAP 

Çocuk hıfzıssıhhası 

BİRİNCİ FASIL 

Çocukluk ve gençlik koruması

Madde 151 - Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti küçük çocuk hıfzıssıhhası ve bunlarda görülen vefiyatın azaltılması için lazım gelen müesseseler açarak idare eder ve çocuk hıfzıssıhhası faydalarının halk arasında intişar ve tatbiki teshil edecek tedbirleri ittihaz eyler.

Madde 152 - (....) (1) çocuk düşürmeye vasıta olup Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince tayin olunacak alat ve levazımın ithal ve satışı memnudur. Bunların tababette müstamel envaı Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin tayin edeceği şartlar dairesinde ithal edilir ve eczanelerde reçete ile satılır.

Madde 153 - Devletin resmi müesseselerinde doğum yardımı mecca indir. Sıhhi ahvali daha fazla kalmayı istilzam etmeyen vekayide lohusaların doğumdan sonra müesseselerde bir hafta alıkonulması mecburidir.

Madde 154 - Hükümet ve belediye tabipleri ve ebeleri fakir kadınların doğurmasından meccanen yardıma mecburdurlar.

Madde 155 - Kendisi ve çocuğunun sıhhati için bir zarar husule getirmeyeceği bir tabip tarafından tahriren tasdik edilmedikçe kadınların doğumlarından mukaddem üç hafta ve doğurmasını müteakip yine üç hafta zarfında fabrika, imalathane ve umumi ve hususi müesseselerde çalışması ve çalıştırılması memnudur. 

Madde 156 - (Mülga: 1/4/1965 - 557/8 md.)

Madde 157 - Süt Ninelik edecek kadınlar kendi çocuklarının yedi aylıktan fazla olduğuna dair resmi vesikalar ibraz etmedikleri ve kafi emzirme kabiliyeti mevcut olmadığı takdirde süt ninelik etmelerine müsaade edilmez. Süt annenin çocuğu yedi aylıktan küçük olduğu halde bunun başka kadın tarafından emzirildiği ispat olunmak lazımdır. Bu vesikalar süt annelerin 125 inci maddede gösterilen muayenesi esnasında talep edilir.

Madde 158 - Yedi yaşından aşağı olan metruk, öksüz veya babası ve annesi hayatta çocukları gerek para ile ve gerek parasız kabul ederek bakan

Yorum Yap

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap

Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.

...