Uzmanlar bel
ağrısı, kireçlemeden Ankilozan Spondilit gibi romatizmal hastalıklara kadar pek
çok hastalığın da belirtisi olabileceğine dikkat çekiyor.Bel ağrısında risk
faktörleri olarak mesleki ve genetik faktörlerin ön plana çıktığını belirtenBaşkent
Üniversitesi Özel Başkent Uygulama ve Araştırma Merkezi
Romatoloji Bölümü’nden Uzman Dr. Müge Aydın Tufan,
“ Yaş, cinsiyet, sigara içme, obezite, önceden bel ağrısı atağı geçirmiş olmak
risk faktörleri arasındadır. Ağır bedensel zorlanma gerektiren işlerde çalışmak
bel ağrısı sıklığını arttırmaktadır” dedi.
AKUT BEL AĞRISINA DİKKAT
Akut bel ağrısının sıklıkla omurga
çevresindeki kaslar veya bağların gerilmesi veya hasarlanması sonucu ağrı
ortaya çıktığını ifade eden Uzm. Dr. Müge Tufan şunları söyledi:
“ Akut ağrı hareketle artar, istirahatle azalır. Akut ağrıların çoğu
kendiliğinden veya ilaçlarla geçen altta önemli bir sebebin olmadığı mekanik
ağrı tipidir. Ağır kaldırma, duruş bozukluğu, ev ve iş yerindeki gerginlik,
egzersizden uzak yaşam akut bel ağrısına zemin hazırlar. Bu ağrıların yüzde
90’ı 3 hafta içerisinde kendiliğinden iyileşir. Ancak her zaman bu kadar masum
olmayabilir. Eğer bel ağrısı azalacağı yerde giderek şiddetleniyorsa, ayakta
veya bacakta güç kaybı, uyuşma varsa, idrar ve büyük abdest kaçırma gibi
semptomlar tabloya eklenmişse beyin cerrahi uzmanına başvurmak gereklidir”
KRONİK BEL AĞRINIZ VARSA NE YAPMALISINIZ?
3 aydan uzun süren bel ve sırt ağrısı
ile sağa ve sola yer değiştiren kalça ağrısına dikkat edilmesi gerektiğini
kaydeden Uzm. Dr. Tufan, “ İstirahatle artan, gece uykudan uyandıran, Sabah
uyandığınızda belde tutukluk yakınmanızda varsa Romatoloji uzmanına başvurmanız
gereklidir. Bunlar Ankilozan Spondilit denilen bir romatizmal hastalığın
belirtisi olabilir” diye konuştu. Tufan Ankilozan Spondilit ile ilgili olarak
da şu bilgileri verdi: “Ankilozan Spondilit, omurganın son kısmı ve leğen
kemiği arasındaki eklemin (sakroiliak eklem) iltihaplanması olarak ifade edilen
kronik bir romatizmal hastalıktır. Başta bel bölgesinde olmak üzere tüm
omurgada hareket kısıtlılığına yol açabilir. Erkeklerde daha sık görülür.
Kadınlarda daha hafif seyirlidir. Genellikle 20-30 ‘lu yaşlarda başlar.
Ankilozan Spondilit ağrısı istirahatle artar. Hasta sabah uyandığında belinde
ve kalçasında şiddetli ağrıdan muzdariptir. Sabah katılığı belirgindir. Sabah
kıyafetlerini giymekte zorlanır. Öğleden sonra hareketle rahatlar. Hasta gece
sabaha karşı ağrı ile uyanabilir. Ankilozan Spondilit’li hastalar yanlışlıkla
bel fıtığı teşhisi alabilir. Zamanla omurgada iltihap ilerler omurga
hareketliliği azalır ve kamburluk gelişebilir. İlerleyen dönemde boyun
hareketleri de kısıtlanabilir.
ANKİLOZAN SPONDİLİT TEDAVİSİ YENİ BİR
BOYUT KAZANDI
Ankilozan Spondilin tanısı ve tedavi
yöntemleri konusunda ise Tufan, şu açıklamayı yaptı:
“Tanı; hastanın yakınmaları, ayrıntılı bir fizik muayene, radyolojik
incelemeler (direkt grafi ve gerekirse sakroiliak MR) ile konulur. İlaç
tedavisi kadar fizik tedavi ve egzersizler çok önemlidir. Güçlü bel ve karın
kasları, bel ağrısına karşı en önemli koruyuculardır. Düzenli bel egzersizleri
ve yüzme en iyi gelen aktivitelerdir. Anti TNF olarak bilinen güncel tedaviler
ile Ankilozan Spondilit tedavisi yeni bir boyut kazanmıştır. Sülfasalazin ve
steroid olmayan antienflamatuvar ilaçlara dirençli aktif hastalarda oldukça
etkilidir. Uygun tedavi ve düzenli Romatoloji uzman doktor kontrolleri ile
hastalık kontrol altına alınabilir ve hareket kısıtlılığı gelişmeden
engellenebilir. Ankilozan Spondilit’in primer tedavisi ilaç tedavisidir. Ancak
kalça ekleminin tutulduğu hastalarda, tedaviye rağmen inatçı kalça ağrısı devam
ediyorsa kalça protezi uygulanabilmektedir. Ayrıca şiddetli omurga deformitesi
olan hastalarda rahatlatıcı cerrahi tedaviler yapılabilmektedir”.
Yorum Yap
Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap
Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.