Şişmanlığın Cerrahi Tedavisi ve Riskleri

Şişmanlığın Cerrahi Tedavisi ve Riskleri

Şişmanlığın cerrahi tedavisi, toplumların şişmanlık oranlarının arttığı her geçen gün daha popüler hale gelmektedir.

Şişmanlığın cerrahi tedavisi, toplumların şişmanlık oranlarının arttığı her geçen gün daha popüler hale gelmektedir. Ancak bilinenin aksine pek çok hastanın bildiğinden daha fazla riskli bir cerrahi müdaheledir. 

Çalışmalar genç insanlarda bile cerrahiden sonra ölüm riskinin tahmin edilenden daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bu konu ile ilgili son çalışma Amerikan Tıp Cemiyeti Dergisinde (Journal of the American Medical Association) yayımlanmıştır. Önceleri %1 olarak açıklanan şişmanlığın cerrahi tedavisinden sonraki ölüm riski, 16.155 cerrahi şişmanlık tedavisi gören hasta üzerinde yapılan takip çalışması ile %5 gibi yüksek bir oranda saptanmıştır. Ölüm oranın yaş ilerledikçe (özellikle 45-54 yaşları arasında) daha da yükselmektedir. Daha yaşlı bireylerde (65-74) ölüm oranı erkeklerde %13, bayanlarda %6 civarındadır. 75 yaşın üzerinde ise erkeklerin yarısı ve kadınların %40’ı ölmektedir. Bu nedenlerle 60 yaşın üzerindeki hastalara cerrahi müdahele yapılırken ciddi şekilde düşünülmelidir. 

Obesitenin cerrahi tedavisinde en çok kullanılan yöntemlerden birisi olan mide daraltma ameliyatlarından sonra kalp problemleri, şeker hastalığı ve nefes alma konusunda problemlerle karşılaşılmaktadır. Bunların yanında beslenme bozuklukları (malnütrisyon), enfeksiyon hastalıkları, barsak ve safra kesesi problemleri de ortaya çıkabilmektedir. Bu yöntemin genellikle normalden 40-50 kg fazlası olan ölümcül şişmanlarda kullanılması uygundur. Cerrahın tecrübesi ve ameliyat uygulanacak hastanın seçimi önemlidir. Kesinlikle estetik amaçlarla böyle bir girişimde bulunulmamalıdır. 

Yağ aldırma ameliyatları ise daha çok estetik amaçlarla yapılmakta ve tıbbi yarar/zararları önemsenmemektedir. Ancak bilinen odur ki; yağ aldıran kişilerin büyük bir kısmı kilosunu koruyamamakta ve yeniden şişmanlamaktadırlar. Yağların alınması, kişi şişmanlarken vücuda verilen zararları ortadan kaldırmaz. Yani şişmanlama periyodunda ortaya çıkan hasar yağların alınması ile birlikte yok olmaz. Üstüne üstlük, ikinci kilo alma periyodunda yeniden şişmanlama periyodunun tüm zararları ortaya çıkar. 

Herhangi bir hastalığa bağlı olmayan ve aşırı kalori alımı/az hareket etme ile ilgili şişmanlığın önlenmesinde en etkin yol beslenme alışkanlıklarının ve yaşam tarzının düzenlenmesidir. Elbette ki en iyi çözüm hiç şişmanlamamaktır; ancak günümüz modern yaşamında bu belki de ciddi anlamda zordur ve kilo alma kaçınılmazdır. Vücudumuzu tanıdıkça, günlük yeme-içme ve yaşam tarzımızı düzenlediğimizde şişmanlığın kolaylıkla önüne geçilebileceği anlaşılacaktır.

Eğer bir kere şişmanlamış isek en iyi çözüm yine beslenme ve yaşam tarzımızı düzenlemeden geçmektedir. Cerrahi tedavi için yeterli tıbbi neden varsa, bu yönteme başvurmalı ancak yine beslenme ve yaşam tarzımızı düzenlemeden kalıcı yararlar kazanamayacağımızın farkında olmalıyız.

Yorum Yap

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap

Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.

...