Vücudumuzdaki Alarm

Vücudumuzdaki Alarm

Vücudumuz, saniyenin binde biri kadar kısa bir zamanda, duygusal yada fiziksel bir dengesizliği bize bildirebilecek mükemmel bir alarm sistemine sahiptir.

Vücudumuz, saniyenin binde biri kadar kısa bir zamanda, herhangi bir bölümündeki zihinsel, duygusal yada fiziksel bir dengesizliği bize bildirebilecek mükemmel bir alarm sistemine sahiptir. Bizlerse, çocukluk yıllarımızdan itibaren, günlük hayatın koşuşturması içinde bu alarmı genellikle kapalı tutarız. Alarm aldığında, vücudumuzun neresinde problem olduğunu anlamaya çalışmak yerine, alarmı susturmaya çalışırız. Bu şekilde uzun süre devam ettiğimizde de de, bir gün aniden çok ciddi bir hastalık ile karşılaşırız. Oysa vücudumuz bize problemi çok önceden haber vermeye çalışmış ancak, biz uyarıları anlamamazlıktan gelmişizdir. Eğer bugün ciddi bir rahatsızlığınız varsa, bu, biliniz ki, geçmişteki uyarılara dikkat etmemiş oluşunuzdandır. Vücudun normal durumu, mükemmel sağlıktır. Mükemmel sağlıktan her türlü uzaklaşma ruhumuzun ihtiyaçlarınıza saygı duymamış oluşumuzdan kaynaklanır.

Eğer fiziksel, duygusal yada zihinsel bir problemimiz varsa bu, mutlaka ruhsal bir probleminiz de vardır. Eğer yaşamınıza, kişisel kaderinize uygun yolda devam ediyorsanız, vücudunuz buna iyi bir sağlık ile cevap verecektir. Tam tersine içinizden gelen sesi dinlemiyor ve yanlış seçimler yapıyorsanız, vücudunuz bunu size kendi lisanı ile anlatacaktır. Sağlıklı kalabilmeniz için, ruhunuz ve vücudunuz arasındaki iletişim açık olmalıdır. Vücudunuzla her zaman birlikte olan sizsiniz. Vücudunuzun verdiği alarmları farketmeye, tanımaya çalışın. Bir problem tespit edildiğinde önce hafif alarmlar verilir.

Örneğin; Gerginlik, hafif depresyon, kas ağrıları, uykusuzluk ve baş ağrıları gibi. Üzerinde durulmazsa bu belirtiler giderek hafıza problemleri, yorgunluk, spazmlar gibi daha ciddi problemlere dönüşür. Bunlara da dikkat edilmezse hastalık hali ortaya çıkar. Vücudunuz ile olan iletişiminizi kaybettiyseniz, bu iletişimi tekrar kurabilmek için vücudunuzun derdini nasıl anlattığını hatırlamaya çalışın. Bunun için zaman ayırın. Başlangıç olarak hissettiğiniz ağrı, bulantı, spazmlar, kaşınma gibi ufak belirtilere ve dengenizi bozan ani zihinsel ve duygusal değişikliklere dikkat etmeye çalışın. Kendinizde böyle bir değişiklik hissettiğinizde, sizdeki bu değişikliğin neden kaynaklandığını anlamaya çalışın. O sırada ne düşünüyordunuz? Yapmak istemediğiniz bir şeyi mi yapmak üzereydiniz? Korkmuş muydunuz? Bir kızgınlık mı söz konusuydu? Bir beklentiniz mi vardı? Bir hayal kırıklığına mı uğramıştınız? Rahatsızlığa neden olan ruhsal problem neydi?

Dengesizliğin kaynağını bulduğunuz an bu durumu düzeltme çalışmalarına başlayın. Yapmak istemediğiniz bir iş söz konusu ise Hayır demeye çalışın. Üzgünseniz özür dileyin. Biraz esneme egzersizi yapın, derin nefes alın, yada yürüyüşe çıkın. Dengenizi yeniden kurabilmeniz için ne yapmanız gerekiyorsa.. Ne yapılması gerektiğini çıkartamadıysanız, verilen alarmı tanımaya çalışın ve rahatsızlık duygusunu hissettiğiniz bölgeye doğru derin, derin nefes alın. Belki problemin ne olduğunu, bu derin nefes alma işlemi sırasında anlarsınız. Belki de daha sonra bir zaman. Ama emin olun, problem bölgeye sebatla ilgi göstermeye devam ederseniz, bir gün bu rahatsızlığınızın neden kaynaklandığını çözebilirsiniz. Vücut alarmına kulak verirseniz pek çok rahatsızlığı başlamadan çözmek imkanına sahip olabilirsiniz.

N. J. Howell

Yorum Yap

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap

Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.

...