Bariatrik Cerrahinin Uygulanabilirliğini Genişletiyor!

Bariatrik Cerrahinin Uygulanabilirliğini Genişletiyor!

Üç büyük tıbbi kuruluş formal kılavuzlarını değiştirdiler. Hafif-orta düzeyde obezite ve diyabet veya metabolik sendromu kriterlerini genişlettiler.

Politikalarda major dönüşüm.. Üç büyük tıbbi kuruluş (the American Society for Metabolic and Bariatric Surgery, the American Association of Clinical Endocrinologists ve Obesity Society) obezite cerrahisi için formal kılavuzlarını değiştirdiler. Ve hafif-orta düzeyde obezite ve diyabet veya metabolik sendromu olan hastaları da kapsayacak şekilde uygunluk kriterlerini genişlettiler. Ek olarak, bu topluluklar, sleeve gastrektomiyi de "araştırılmakta olan" grubundan çıkarıp, "kanıtlanmış cerrahi seçenek" grubuna yükselttiler. Bu değişiklikler, ilk kılavuzların yayınlandığı dört yıl öncesinden bugüne çok sayıda uygulamanın yapıldığı ve çalışmalardan çıkan sonuçların bu değişikliği gerektirdiğini gösteriyor.

Harvard Medical School'dan Dr. Daniel Jones, "son dört yılda tıbbi dergilerde yayınlanan binlerce yayını inceleyerek, yeni bir yaklaşım geliştirmemiz gerektiğini düşündük." diyor. Kılavuzlar, Jones'in de üyesi olduğu 12 kişilik bir panel tarafından geliştirildi. Kılavuzlar 25 Mart'ta bu üç organizasyonun dergilerinde yayınlandı. Böylece BMI değeri 30-34.9 arasında olan, diyabet veya metabolik sendromu olan hastalara bariatrik cerrahi önerilebileceği bildirildi. Ancak, günümüzdeki kanıtların çalışmalardaki hasta sayıları ile sınırlı olduğu ve net faydayı kanıtlayan uzun dönemli çalışmaların olmadığı da eklendi. 

2 yıl önce International Diabetes Federation (IDF), vücut kitle indeksi 30-35 arasında olan ve optimal tıbbi tedavi ile yeterince kontrol edilemeyen vakalarda cerrahinin bir tedavi seçeneği olarak eklenmesini öneren ilk büyük organizasyon olmuştu. Dr. Francesco Rubino, IDF önerilerine karşın, BMI değeri 35'in altında olan bireylerde cerrahi nosyonunun dahiliyeciler ve endokrinologlar arasında hala tartışmalı kaldığı bildirdi. Rubino, yeni endikasyonları çok doğru bulduğunu ve tıp camiasının bariatrik cerrahi için BMI sınırlamasından vazgeçmesi gerektiğini söyledi. "Tek başına BMI sağlık veya hastalığı belirleyemez. 

Örneğin, diyabetin tanısı veya tedavisi için BMI değerini bir kılavuz olarak alan bir tek endokrinolog bulamazsınız" diye ekledi. Dr. Jones, yeni kılavuzla cerrahi seçeneğin obezitenin yol açtığı yandaş hastalıklardan muzdarip, fakat önceki BMI eşiğini karşılamayan hastalar için de erişilebilir hale geleceğini vurguladı. "Bir tıp doktoru ve bariatrik cerrah olarak, hastalarıma cerrahi için fazla ince olduklarını söylemekten nefret ediyorum. Özellikle de diyabetli oldukları süre uzadıkça daha fazla kilo alacaklarını ve bu kez kalıcı bir sonuç almalarının daha az mümkün olacağını bile bile.." Panel, BMI kriterinden bağımsız olarak tek başına kan şekeri kontrolü, lipidlerde azalma veya kardiyovasküler risk azaltma amacıyla bir bariatrik prosedür önermek için yeterli kanıt olmadığını da ekledi. Panel ayrıca kanıtlanmış primer bariatrik ve metabolik prosedürler arasına laparoskopik sleeve gastrektomiyi de ekleyerek major bir değişiklik gerçekleştirdi. 

Listede şu anda laparoskopik ayarlanabilir gastrik band, laparoskopik Roux-en-Y gastrik bypass ve laparoskopik biliopankreatik diversiyon-duodenal switch bulunuyor. Kılavuzlar herhangi bir prosedürü diğerine üstün olarak önermiyor. Her prosedür farklı risk ve faydalar sunuyor. Bu nedenle her hastanın amaçları, motivasyonu, cerrahın deneyimi gibi çok sayıda kriterle metod seçmek en sağlıklısı. Panel ayrıca, kanıt derecesi B olacak şekilde, daha düşük postoperatif morbidite ve mortalitesi kanıtlanmış olan laparoskopik cerrahinin açık prosedürlere tercih edilmesi gerektiğine de dikkat çekti. Panel ayrıca, umut vaadeden endoskopik ve bariatrik prosedürlere de değindi.

 Gastrik plikasyon, elektriksel nöromodulasyon ve endoskopik sleeve gibi metodlar için, henüz araştırma aşamasında kalmalarının doğru olacağı belirtildi. Diğer öneriler arasında kadınların cerrahiden önce ve cerrahiden 12-18 ay sonrasına kadar gebe kalmaktan kaçınmaları gerektiği yer aldı. Ameliyattan sonra gebe kalan kadınların her trimestrde demir, folat, B12, kalsiyum ve yağda eriyen vitaminler açısından sıkı takipte kalması gerektiği belirtildi. Ayrıca, hastalarda ameliyat öncesi yaşla ilişkili veya riski yüksek olan kanser türleri için bir tarama da tavsiye edildi. Obez hastalarda örneğin uyku apnesi için tetkik yapmanın akla geldiği, ancak kanser belirtilerinin bariz olmayabileceği belirtildi. Günümüzde obezite ile kanser arasındaki ilişki de kanıtlandığına göre, dahiliyeci ve bariatrik cerrahların bu taramaları da yapması pek mantıksız görünmüyor.

Yorum Yap

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap

Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.

...