Prof. Dr.
Tarhan’ın değerlendirmeleri aşağıdadır:
Darbeci Cinnet
“Türkiye
tarihi bir dönemeçten geçiyor. 27 Mayıs 1960 Darbesi’ne benzer ama başarısız
bir versiyonunu yaşadık. Ancak millî bünyemiz siyasi ve sosyal reflekslerimiz
bunu önledi.
Yapması
gerekeni hakkıyla yapan Sayın Cumhurbaşkanımıza, Gazi Meclisimize ve Siyasi
İktidara,
Yapmaması
gerekeni yapmayan yani menfaatine rağmen demokrasiye sahip çıkan siyasi
muhalefete,
İsyancıları
reddeden Silahlı Kuvvetlerimizdeki ve Emniyet Teşkilatımızdaki milli unsurlara,
Sokağa hâkim
olan STK’lara,
Demokrasimize
sahip çıkan medyamıza,
Yanlışa
yanlış demenin “farz-ı kifaye” olduğunu hatırlatarak, dini kullanan bir gruba
karşı tavır alıp manevi yardım isteyen Diyanet Teşkilatımıza,
Özellikle
şuurlu davranan milletimize teşekkür etmek gerekir.
STK
dediğimizde görünmeyen bir kahraman grup var. ASDER (Adaleti Savunanlar
Derneği) yani darbe mağduru askerlerin kurduğu 1000 civarında emekli askerden
oluşan dernek. Bu kişiler tankın mazotunun hortumunu keserek, periskopunu
körelterek, paleti takozlayarak ve askeri ikna ederek sivil tepkiyi organize
etti. 15 Temmuz 2016 gecesinden beri sahada olan onlara da teşekkür ediyorum.
İsyan
girişimini FETÖ örgütünün bazı ETÖ kalıntılarını da yanına alarak yaptığı
kesinleşti.
Bana
soruluyor,
Bir uçak
kendi meclisini nasıl füze ile bombalar?
Bir helikopter
kendi kurumunu nasıl tarar?
Bir tank
kendi vatandaşını nasıl ezer?
Bir akıl
Milletin iradesi ile seçilmiş lideri nasıl öldürmek ister?
Bütün bunu
hangi motivasyon ile yapar?
İnsan vücudu
zaman zaman bazı dokularını yabancı doku olarak görür ona karşı antikor üretir.
Antikorlar saldırıya geçer otoimmün hastalıklar ortaya çıkar. Guatr,
romatizma, Alzheimer, Ensefalit hatta şizofreni gibi. Yani bünye dostunu
düşmanını karıştırmıştır.
İnsan
kişiliği bazen parçalanma yaşar, bölünür, yarılır. Bir bölümü diğer bölümünü
düşman olarak görür kavgaya başlar, çoğul kişilik, paranoya, şizofreni yaşanır.
Kurumların
veya toplumun tüzel kişiliğinin katmanlarının iletişimsizlik, aşırı özgüven
veya eğitimsizlik nedeni ile birbirine güveni zayıflar. Tetikte bekleyen
kötücül arzular, hisler, örgütler ve kişiler bunu kullanır düşmanlığı artırır.
Kardeş kavgası başlar. Kiminin hırsından, kimisinin taassubundan, kimisinin
saflığından faydalanarak fitne ve fesadı başlatır, dost-düşman karışır kamu
düzeni bozulur.
Büyüklük Paranoyası
2002 yılında
basılmış Psikolojik Savaş ve 2010 yılında yayınlanmış Asimetrik Savaş kitaplarımdan
hızlı bir toparlama yapmak istiyorum.
Paranoyak
insanların farklı özellikleri vardır. Bu özellikler şunlardır:
Kuşkucudurlar:Yeterli
bir temele dayanmaksızın başkaları tarafından sömürüleceği ve kullanılacağı
veya zarar göreceği beklentisi içindedirler.
Güvensizdirler:Yerli
yersiz dostlarının veya iş arkadaşlarının kendilerine olan bağlılıklarını ve
güvenirliklerini sorgularlar. Sürekli savunma duygusu içerisindedirler.
Alıngandırlar:Basit
söz ve olaylardan aşağılandığı veya kendilerine kötülük yapıldığı şeklinde
anlam çıkarırlar. Komşusundan “Beni rahatsız etmek için çöpü dışarıya erken
koydu” diyerek kuşkulanırlar.
Kincidirler:Kin
beslerler; kendilerine yapılan onur kırıcı davranışları veya görmezlikten
gelinmeyi unutmazlar, affetmezler.
Sırcıdırlar:Fazla
sır saklarlar. Söylediklerinin kendilerine karşı kullanılacağından yersiz yere
korktukları için başkalarına kendi sırlarını vermezler.
Öfkelidirler:Önemsenmemeye
veya görmezlikten gelinmeye öfke ve karşı saldırı ile tepki gösterirler.
Kıskançtırlar:Yerli
yersiz kıskançlık gösterir, eşlerinin cinsel sadakatini sorgularlar.
Sahtedirler:Hedef
için her türlü yolu meşru görürler.
İstihbaratçı
Olurlar: Paranoid kişilerin, başkalarının göremediklerini gördüklerinden kuşku
yoktur. Onlara göre hiçbir olay, rastlantısal ve nedensiz değildir. Komplo
teorilerini çok üretirler. Sürekli tehdit altında olma duygusu ile yaşarlar.
Paranoid kişiler, mini minnacık bağlantıları görmekte çok başarılıdırlar. Dil
sürçmeleri, kısa bocalamalar ve küçük yalanlar onlar için büyük delil gibidir.
Saflık, dürüstlük ve güveni tehdit olarak değerlendirirler. Bunlar güvenlik
görevlisi iseler, abartılı raporlar yazarlar ve yöneticilerini yanlış
yönlendirirler.
Büyüklük
Hezeyanları vardır: Şeref ve sadakat düşkünüdürler, Sahte peygamberlik,
mehdilik, İsa Mesihlik iddia sahipleri onlar arasından çıkar…
Bunlar hasta mıdır?
Durumları
ilerler ve klinik vaka haline gelirse “sistemli hezeyan” ile kendileri de Mehdi
veya İsa Mesih olduğuna inanırlar, haftanın belli günleri mesaj aldıklarına ve
Allah’ın yeryüzündeki temsilcisi olduklarına kuvvetle itikat ederler, cezbe
halleri esnasında özel ritüel gösterirler. Eski terminoloji ile “makul delilik”
olarak bilinen bu durum takipçileri tarafından anlaşılmaz. Bugünün psikiyatrik
terminolojisi ile \"Paylaşılmış Paranoya” ruh hali akıllarının esir
alındığı takipçileri tarafından benimsenir.
Kültüre uygun
hezeyanları nedeniyle kurtarıcı olduğuna hem kendisi hem de takipçileri
inanmıştır
Hipnoz
yetenekleri vardır, beyin yıkama üstadlarıdır.
Çok zeki kişiler
ise Paranoid öngörüşe sahip oldukları için insanların hayal dünyalarına çok iyi
hitap ederler. Mucize olarak adlandırılan pek çok buluş, paranoid bir insanın
eseri olabilir. Karşı tarafı etkileyecek farklı bilinç durumu oluşturabilirler.
İnsanların inanmak
istediği şeyi bulur onu satarlar. Karşılığında sadakat, adanmışlık, gönüllülük,
fedakârlık gibi kültürel değerleri kullanarak beyin yıkarlar.
Özel örgüt
psikolojisi ile özel motivasyon tekniği kullanırlar
1-İnanılmayacak
kadar güzel şeyler sunarak insanlarda motivasyon oluştururlar. Pazarlama
yetenekleri nedeniyle her zaman için saf müşteri bulurlar.
2-İyi
örgütçüdürler. Dünyevi bir tarikat oluşturma yetenekleri vardır. Paranoidlere
ait fikirlere inanılırsa, yaşamda köklü değişiklikler yapmak gerekir. İnancı ve
amacı belli “İsa Mesih” kurumsallığı oluşturabilirler.
3-Özel grup
yapısı ile kendisine tabi olanlara “Seçkinler topluluğu” duygusu uyandırırlar.
4-Gerçekleri
tekeline alırlar eleştiriye kapalıdırlar. Tek geçerli düşüncenin kendi
düşüncesi olduğuna inandığı için takipçilerini de inandırırlar.
5-Kendilerine
ve gruplarına tanrısallık makamı vermişlerdir. Abartılı fikirleri ve büyüklük
iddialarını böylece kabul ettirirler. Kendilerine kutsallık atfettirerek
kusurlarına körlük oluştururlar.
6-Patent
reçeteleri vardır. Işık evleri, sızıntı gibi kalıp önerileri takipçilerinin
ezberindedir.
7-Yayılımcı
güç olma beklentileri yüksektir. Yaşadıkları yerlerde dünya, küre, evren gibi
sembolleri çok kullanırlar. Vatanı kurtarma, dünyayı cennet yapma iddialarına
hep müşteri bulurlar.
8- Grup
içinde özel dil ve mesajlaşma oluştururlar.
9- Grup
üyeleri ucuz iş gücü olmayı gönüllü kabul etmişlerdir.
10-Grup
üyeleri bireysellikten uzaklaşmıştır. Grup kimliği ön plana çıkar. Grup için
kendilerini feda eden bireyler olurlar.
11-Gruba
yeminle bağlanma vardır, lidere itaat yemini ettirirler.
12-Eleştiri
yönetenler korkutulur. Kuvvete dayalı zorbalık ile veya takip edilme korkusu
ile bağlılık beslenir.
13-Gruptan
ayrılan üyeyi kişiliksiz, korkak veya menfaatçi olarak etiketlerler.
14-Maddi
bağlılık ve fedakârlık yüceltilir hatta ehliyet pasaport grup liderlerince
saklanır.
15-Grup
ideolojisi olarak kültürel değerleri kullanır, özel kahramanlık ideolojisi
oluşturabilirler. Mehdi veya Hz İsa’nın ineceğini bekleyen insanları kolay
etkilerler. Kapalı grup olmayı tercih ederler.
16-“Rical-I
Gayb” denilen görünmez kişilerce yönetildiklerine inanırlar.
17-Demokrasi
kültürünü hiç sevmezler ama demokrat rolünü çok güzel oynarlar. Hedefleri için
her şeyi yaparlar.
Merkezdeki
kişiye tanrısallık makamı veren,
Dogmatik
bağlılığı ve eleştirmemeyi yücelten,
Kanını feda
ve cennete kavuşma motivasyonu uyandıran
Efsane kişi
için kendini feda edebilen,
Bunun için
gece gündüz çalışan kişi neden ‘cinnet’ dediğimiz kalkışmayı yapmasın ki,
Aklını cemaat
liderine teslim etmiş general neden çılgınca darbe yapmasın ki,
“Sorma,
düşünme, itaat et” diyen bir eğitim sisteminin ürünü olan birey neden onu
kolayca cennete götürecek lidere inanmasın ki,
Büyüklük
Paranoyası olan bir lidere asker yetiştiren eğitim sistemimiz oldukça, çok FETÖ
örgütleri, çok darbe meraklıları çıkar.
Eğer bu
anlattıklarım FETÖ örgütüne ve liderine uyuyorsa durum çok tehlikelidir.
ABD
yetkilileri O’nu hemen bir psikiyatri merkezine yatırarak müşahadeye
almalıdırlar.
İsyana
karışanlar hemen tövbe edip bütün bildiklerini anlatmalıdırlar.
Halen
yeryüzünde o kişi ve örgütüne inanan varsa hasta bir kişinin peşinden
gittiklerini ve mesul olduklarını bilmeleri gerekir. Aslında tâbi oldukları
kutsallık değil ‘istidraç’ denilen şeytanî hallerdir, kötücül kerâmetlerdir.
(http://www.sorularlaislamiyet.com/article/16282/is...)
Bu arada “Kim
Allah’ın planını bozarsa Allah onun aklını alır ve hükmünü icra eder”
mealindeki Peygamber sözünü de Gülen cemaatine hatırlatmak isterim.
Eğitim şart
ama aslında hem akıl hem de ahlâk ve vicdan eğitimini ön şart alan din eğitimi
olmalı.
Herkes “Demokrasi
Kültürü”nün önemini anladı. Evet “Amaç Adaletse yöntem demokrasi” olmalı.
Yorum Yap
Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap
Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.