Anaokulunda alınan eğitim, çocukların
iletişim becerilerini ve yeteneklerini geliştirme açısından büyük önem taşıyor.
Anaokulu seçiminde ve çocuklara okulu sevdirmede dikkat çekici noktalara
değinen Emsey Hospital’dan Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Orhan Karaca, konuyla
ilgili görüşlerini paylaşıyor.
Anne babaların anaokulu seçerken dikkat
etmesi gerekenler
Anne babalar anaokulu seçerken öncelikle
öğretmenin sevecen, sıcakkanlı, anlayışlı, üretken, çalışkan, mesleğini seven,
adaletli, alanında yeterli bilgiyi almış ve bu bilgiyi kullanabilme özellikleri
olmasına dikkat etmelidir. Bunun yanı sıra, yönetim ve fiziksel şartlar da
önemlidir. Fiziksel şartlar çocuk odaklı olmalıdır. Tuvaletler, lavabolar,
yemekhane çocukların rahat kullanabileceği malzemelerle donatılmış olmalı,
temizlik kurallarına dikkat edilen bir kurum olduğu izlenimi edinilmelidir.
Okul öncesi çocuğunun bakımına olduğu kadar, eğitimi ve öğretimi de önemlidir.
Bu konuda, eğitim ortamı ve eğitim veren kişi öne çıkar. Çocuk anaokulunda
sevgi, şefkat ve anlayış çerçevesinde eğitilmelidir. Ulaşım kolaylığı da önemli
unsurlardan biridir. Çocuğun okula gidiş geliş mesafesi çok olmamalı, çocuğun
okuldan bu nedenle bıkmaması sağlanmalıdır.
Çocuk gelişimi için önemli olan kriterler
Çocuk gelişiminde sevgi, güven, paylaşım,
empati, beceri, planlama, liderlik, vicdan duygusu büyük önem taşır. Bu
faktörler ailede verilmeye başlanır ve okulda pekişme sürecine girer. Çocuk
gelişiminde aile ve okul işbirliği içinde olmalıdır. Anne ve baba başta olmak
üzere, aile içi ilişkilerin de çocuk gelişiminde önemli yere sahip olduğu
unutulmamalıdır.
Okulu çocuklara sevdirmenin yolları
Çocuklar, öncelikle okulun nasıl bir yer
olduğunu görmeli, olumsuz düşünceleri varsa bunlar giderilmeli, çocuğa uygun
bir dille ve sabırla olumsuz düşüncelerinin yersiz olduğu anlatılmalıdır.
Okulun ilk günleri, çocuk ve aile için zorluklar içerebilir. Ancak, ilk
günlerin sabırla atlatılabileceği unutulmamalıdır. Bu günlerde çocuk
anlaşılmaya çalışılmalı, ona destek olunmalıdır. Çocuktan ilk defa ayrılıyor
olmanın oluşturduğu kaygı varsa, okul hakkındaki tereddütler çocuğa
yansıtılmamalıdır. Çocuğun okula gitmesi ve devam etmesi konusunda tutarlı
olunmalıdır. Okula başlamadan önce okula gideceği çocukla paylaşılmalı ve çocuk
bu duruma alıştırılmalıdır. İlk zamanlar çocukların okula gidip 1-2 saat vakit
geçirip evlerine dönmeleri, çocukların bu uyum sürecini kolay atlatmalarını
sağlayacaktır. Anneler de bu süre içinde bir müddet çocuklarına eşlik edebilir.
Çocukların farklı tepkiler verebileceği unutulmamalı ve anlayışlı olunmalıdır.
Kimi zaman ayrılık kaygısı nedeniyle çocukta sıkıntı, korku, karın ağrısı,
bulantı, heyecan, ağlama görülebilir. Bunun düzelebilmesi için, çocuğa ihtiyacı
olan güvenin verilmesi gerekir. Çocuk, terk edileceği düşüncesinin yersiz
olduğunu, ebeveyninden aldığı destekle görmelidir. İlk günlerde çocuğun okuldan
alınış saatlerine dikkat edilmeli, kendisinin okula bırakıldığı veya terk
edildiği korkusuna kapılmasına engel olunmalıdır. Çocuğun okula gitmemek için
gösterdiği bahanelere karşı sert bir tutum takınılmamalı ancak kararlı
davranılmalıdır. Çocuğun kaygılarının nedeni anlaşılmaya çalışılmalıdır.
İlkokul deneyimini yaşayacak çocuk kaç
yaşında olmadır?
İlkokula başlayacak çocukların yaş
konusundaki parametreleri belirlenirken, çocuğun fiziksel ve zihinsel süreçleri
ayrı ayrı ele alınmalıdır. Fiziksel açıdan çocuk öz bakım, tuvalet ve yemek
yeme ihtiyacını kendi başına giderebildiği, zihinsel ve ruhsal açıdan da
kuralları kavrayıp uyabileceği bir yaşta olmalıdır. Bu da genelde 5-6 yaş
civarıdır.
Yorum Yap
Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap
Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.