Tatlandırıcıların pekçoğu başta ABD olmak üzere değişik ülkelerde dönem dönem yasaklanmış, daha sonra zararsız oldukları anlaşıldığı için satışı yeniden serbest bırakılmıştır. Ancak özellikle mesane kanseri yaptıklarına dair şüpheler hiçbir zaman tam anlamı ile ortadan kalkmamıştır. Farklı ülke ve farklı araştırma grupları tarafından yapılan çalışmaların sonuçlarının çelişkili çıkması özellikle ABDde devasa bir sektör olan ilaç firmalarının baskılarını akla getirmektedir. Aynı tür baskı cep telefonlarının kanser riskini artırıp artırmadığı konusunda da yaşanmış ve bilimsel bilgiler kirletilerek olay bir oldu bittiye getirilmiştir. Halen bilimsel olarak cep telefonlarının kanser riskini artırıp artırmadığı açıkça belli değil ve/veya açıklan(a)mamaktadır.
Son bilimsel verilere göre, tatlandırıcıların kanser riskini anlamlı şekilde artırdıklarını söylemek doğru değildir. Ancak tamamen masum olmadıkları da ayrı bir gerçektir. Bu nedenle orta yolu bulmak ve tüketimlerini mümkün olduğunca kısmak gerekir. Çünkü özellikle piyasaya yeni sürülen tatlandırıcıların uzun dönem etkilerini gözlemlemek için yıllara ihtiyaç vardır. Bugün gelişmiş ülkelerde üretilen pasta tatlı türü gıdaların yaklaşık %80i bu tip suni tatlandırıcılarla yapılmaktadır. Ülkemizde bu oran daha düşük olmakla birlikte, tatlandırıcıların ucuzlaması sürdükçe alanını genişleteceğini öngörmek zor olmayacaktır.
Çaylarında tatlandırıcı kullanımını alışkanlık haline getiren insanlar kullandıkları tatlandırıcı miktarını her hafta çeyrek azaltarak bir iki ay içerisinde damak tatlarını şekersiz çaya kolaylıkla alıştırabilirler. Ve görülecektir ki şekersiz çay, şekerli veya tatlandırıcılı çaya göre çok daha farklı ve lezzetli bir içecektir. Afiyet olsun...
Yorum Yap
Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap
Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.