Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları
Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Fadime Tülücü; Dünya KOAH Günü nedeniyle yaptığı
açıklamalarda toplumda hastalığa karşı bilincin oluşması için KOAH hakkında detaylı bilgiler verdi.
Kronik Obstüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), akciğerde hava
akımı kısıtlanması ile karakterize
olarak ilerleyici ve tam olarak geri dönüşümlü olmayan, buna karşılık önlenebilir ve tedavi
edilebilir bir akciğer hastalığıdır. Zararlı
gaz ve partiküllerin solunması ile oluşan, mikrobik olmayan bir iltihaplanmaya
bağlı gelişen KOAH, sadece akciğerle
sınırlı kalmayıp diğer organları da ilgilendirir.
Dünyada KOAH
%5 ile %20 sıklığında görülmektedir. Hayati risk taşıyan hastalıklar
sıralamasında hızla 3. sıraya yükselmektedir ve sakatlığa yol açan hastalıklar
arasında 13. sıradadır. Yapılan
çalışmalarda, koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği, şeker hastalığı, yüksek
tansiyon şikayetleriyle dahiliye ve kardiyoloji servislerinde yatan hastaların
yaklaşık %35’ine KOAH’ın da eşlik
ettiği ve bunun sonucunda hastalıkların daha ağır seyretmesine sebep olduğu
belirlenmiştir. Buna
rağmen, yapılan araştırmalar dünyada KOAH’lı
hastaların yalnızca %25-50’sinin tanı aldığını göstermiştir.
KOAH hastalarının %90’ında tütün ürünleri
(sigara, pipo, puro, nargile vs.) kullanımı veya dumana maruz kalma görülür.
Bunun dışında; ısınma, yemek pişirme gibi sebeplerle kapalı ortamda odun, kömür
gibi organik yakıtların kullanılması, dumanının solunması veya bazı meslek
gruplarında (maden, metal, odun, kağıt, tahıl, çimento, tekstil işçiliği vb.)
toz, duman ve zararlı gazlara maruz kalmak da hastalık için risk
oluşturmaktadır.
Yaşanılan şehrin hava kalitesi KOAH hastalığına neden olabileceği gibi, daha çok hastalığın seyri
ve atakların sıklığında etkin rol oynamaktadır. Hastaların %1’inden az bir
kısmında, özellikle genç yaş gruplarında; akciğer hasarına yol açan genetik bir
hastalık rol oynar. Astım da, KOAH riskini
12,5 kat artırır.
Vücudun savaşçı hücreleri, sigara dumanındaki toksik
maddeleri atabilmek için hava yollarına birikir. Bu mücadele için salınan
maddeler, hava yolları ve akciğerdeki hava keseciklerinin yapısını bozar,
balgam miktarı artar, hava yolları daralır, hava akım hızı azalır, akciğerde
kirli hava birikir ve kana oksijen geçişi bozulur.
Kişi 40 yaş üstündeyse, sigara içiyorsa, uzun süren,
tekrarlayan öksürük, balgam çıkarma gibi şikayetleri varsa, yaşıtlarından daha
erken veya eskisinden daha çabuk yoruluyorsa KOAH olabilir. Genellikle hastalar, nefes darlığı günlük
aktivitelerini etkileyecek duruma geldiğinde doktora başvurur. Doktora
başvuruda gecikmenin en önemli sebebi; hastaların şikayetlerini, sigara içimine
ve yaş ilerlemesine bağlanmasıdır. Oysa ki, hastalık erken dönemde teşhis
edilebilirse durdurulabilir, daha iyi yaşam koşulları sağlanabilir ve hayati
kayıplar azaltılabilir. Ancak bilinmelidir ki, hastalık hangi evrede olursa
olsun hastanın solunumunu iyileştirmek için izlenebilecek bir yöntem mutlaka
vardır.
Hastalığın tanısı solunum fonksiyon testleri ile konulur.
Özel bir laboratuarda bilgisayara bağlı bir cihazla hastanın nefes ölçüm testleri
yapılır. Bu yöntem ile tanı konulmasının yanı sıra hastalığın seyri, ataklar,
verilen tedaviye cevap da değerlendirilir.
Sigara kullanımının bırakılması tedavinin en önemli
basamağı olup hastalığın ilerlemesini önleyecektir. Ağız içine püskürtülen nefes
açıcı ilaçlar; hastaların şikayetlerini azaltmak, solunum konforunu
iyileştirmek, egzersiz kapasitesini artırmak için kullanılır. Solunum yoluyla
verilen ilaçların etkili olması için doğru şekilde kullanılması gerekir.
Zatürre ve grip aşılarının yapılması, dengeli beslenme, hastanın standart kilosuna
kavuşturulması da tedavinin birer basamağıdır.
Doğru nefes almayı, balgam çıkarmayı, solunum kaslarını en az eforla en iyi şekilde
kullanmayı ve güçlendirmeyi öğreten pulmoner
rehabilitasyon programları uygulanır. Hastaya atak için risk faktörleri
öğretilip, nasıl korunması gerektiği anlatılır.
Akciğerlerin daha iyi çalışması için egzersiz zorunludur; fakat hastalar genellikle,
nefes darlığı nedeniyle egzersiz yapamayacağını
düşünür veya nefes darlığının artacağından korkarlar. Bu düşünce doğru değildir;
aksine, hareketsiz kalınması, kasların zayıf düşmesine ve nefes darlığının
artmasına neden olur. Hareketli ve aktif bir yaşam akciğer kapasitesini
arttırır, hastalığın ilerlemesini yavaşlatır.
Bu nedenle herkesin yapabileceği en kolay ve etkili egzersiz yürüyüştür. Sağlıklı
bir yaşam için, KOAH’dan korunmak
veya hastalığınızın ilerlememesi için yürüyün, her gün bir adım fazla yürüyün!
Yorum Yap
Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap
Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.