Ülkemizde Değişen
Beslenme Alışkanlıkları Nasıl ?
Kişilerin sosyo-ekonomik düzeyi arttıkça buna paralel
beslenme kalitesi artmak yerine azalıyor. Çünkü insanlar sağlıklı besinler
yerine pratik, ancak besin değeri düşük yiyeceklere yöneliyorlar.
Şu anki
şartlarda en iyi beslenen halk daha küçük yerlerde yaşayan insanlar.
Dünya mutfakları
içerisinde Türk Mutfağı en sağlıkları arasında yer alıyor. Türkiye’de kilo ve
boy oranlarında değişim farklılık
gösteriyor. Boy uzaması ortalama artmış olmasına rağmen, kiloda ciddi anlamda
obeziteye doğru bir kayma gözleniyor.
Ergenlik dönemindeki beslenme tarzı
çocukların büyümesini etkileyen en önemli faktördür
Ergenlik döneminde fiziksel, bilinçsel ve duygusal açıdan dramatik
değişiklikler yaşanır. Bu gelişme ve değişmeler, gencin düşüncelerine, davranış
alışkanlıklarına ve beslenme düzenine de yansır. Bu dönemde cinsiyet
hormonlarının etkisiyle vücut şeklinde değişiklikler olur. Boy ve ağırlık ölçülerinde
önemli artışlar olur. Kız çocuklarda göğüs ve kalçalar belirginleşir.
Erkeklerde ise kalçalar küçülür, vücut adaleli ve daha az yağlı bir görünüm
alır. Büyüme daha hızlı olduğu için ergenlik çağında toplam enerji ve besin
ögesi ihtiyaçları, yaşamın hiçbir döneminde görülmeyecek kadar yüksektir.
Dünya nüfusunun önemli bir bölümü,
yetersiz ve dengesiz beslenme sonucu oluşan hastalıklarla mücadele ediyor
Aşırı ve dengesiz beslenme sonucu oluşan
obezite (aşırı şişmanlık), birçok insan için önemli bir sağlık sorunu olmayı
sürdürüyor.
Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme,
herkes için özellikle de çocuklarımız için çok önemlidir. Çünkü yetersiz ve
dengesiz beslenen çocukların, bedensel ve zihinsel gelişimleri geri kalıyor,
sağlık sorunları ağır ve uzun sürüyor.
Çocukluk döneminde kazanılan beslenme
alışkanlıkları yaşam boyu sürmektedir. Çocukları yetişkinlerden farklı kılan en
önemli özellik, sürekli büyüme süreci içinde olmalarıdır. Bu süreç; beslenme,
genetik yapı, cinsiyet, çevresel faktörler, sosyo-ekonomik durum, kültür ve
gelenekler gibi çeşitli etmenlerin etkisi altındadır. Bunların arasında en
önemlisi de kuşkusuz beslenmedir.
Kalıtsal özelliklerin ve çevresel
faktörlerin kontrol edilmesi her zaman mümkün olmasa da; çocuklarımıza
kazandıracağımız doğru beslenme alışkanlıklarıyla, ülke olarak daha sağlıklı,
huzurlu, verimli ve mutlu yarınlara adım atabiliriz.
Gerek ailede, gerekse okulda beslenme
eğitiminin yeterli düzeyde olmaması, hatalı beslenme alışkanlıklarının
kazanılmasında önemli yer tutmaktadır. Öğün atlama, şeker, tuz ve yağ içeriği
yüksek yiyecek-içecek tüketimi, bu alışkanlıkların başında yer alıyor.
Çocuk ve gençlerin sahip olduğu yanlış
beslenme alışkanlıkları, önemli sağlık sorunlarını beraberinde getirmektedir.
Çocukluk dönemindeki bu hatalı beslenme uygulamaları; yüksek tansiyon, kalp ve
obezite (aşırı şişmanlık) gibi hastalıklar için temel risk faktörü oluşturuyor.
Sabah kahvaltısı mutlaka yapılmalı, öğün
atlanılmamalıdır. Süt içme alışkanlığı mutlaka edinilmelidir. Kemik sağlığı
için, kalsiyum yönünden zengin süt, peynir, yoğurt tüketimine özen
gösterilmelidir. Bol miktarda sebze-meyve ile günde en az 8-10 bardak sıvı
tüketilmelidir. Şeker, tuz ve yağ içeriği yüksek yiyecek-içecek tüketiminin,
bir çok hastalığı beraberinde getirdiği unutulmamalıdır.
Temiz ve mikropsuz besinleri tüketmeye özen gösterilmeli. Çiğ sebze ve
meyveler bol suyla yıkanmadan kesinlikle yenilmemelidir. Açıkta satılan
yiyecekler satın alınmamalıdır. Eller yemekten önce mutlaka yıkanmalı,
unutmayın kirli eller pek çok hastalık mikrobu taşımaktadır.
Yorum Yap
Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap
Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.