Afrika’ya Seyahat Edecekler Dikkat!

Afrika’ya Seyahat Edecekler Dikkat!

Gine başta olmak üzere Batı ve Orta Afrika'da patlak veren ve 700'den fazla insanın ölümüne neden olan Ebola salgını için bazı yeni önlemleri hayata geçirdi.

Sağlık Bakanlığından alınan bilgiye göre, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından oluşturulan Bilim Kurulu, Ebola salgınıyla ilgili mevcut durumu değerlendirdi ve bazı önlemlerin hayata geçirilmesine ilişkin tavsiye kararı aldı.

Buna göre, halen ülkede olası veya kesin Ebola vakası görülmediği için Türkiye açısından kaygı verici bir durum bulunmuyor ancak salgının görüldüğü ülkelerle ticari ilişkilerin bulunması nedeniyle bölgeye gideceklerin hastalık hakkında bilgilendirilmesi önem taşıyor.

Son günlerde ismini sıklıkla duyduğumuz Ebola hastalığının görüldüğü bölgelerden dönenler 3 haftaya kadar hastalık belirtilerinin görülebileceği konusunda uyarılacak, hastalığın görüldüğü bölgelere seyahat edecekler için Türkiye Hudut Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğünün "www.seyahatsagligi.gov.tr" adresinden bilgilendirme yapılacak.

Ebola Hastalığı Nedir

Ebola Hemorajik Ateşi (EHA), Ebola virüsünün sebep olduğu hemorajik bir hastalık.

Virüs, ilk olarak 1976 yılında Sudan ve Kongo'daki salgınlarda tespit edildi ve adını Kongo'daki bir nehirden aldı.

Virüsün doğal kaynağının Afrika'daki meyve yarasaları olduğu düşünülüyor. Virüslerin varlığı bu yarasaların coğrafi dağılımıyla örtüşüyor.

Afrika'da hastalık, Liberya Cumhuriyeti, Gine Cumhuriyeti, Sierra Leone Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Gabon, Güney Sudan, Fildişi Sahilleri, Uganda ve Kongo Cumhuriyeti'nde görüldü.

Bulaşma Yolları

Ebola virüsü insanlara; enfekte hayvanların organ, kan ve vücut sıvılarıyla yakın temasla bulaşıyor. Afrika'da enfekte şempanze, goril, maymun, meyve yarasası ve antiloptan bulaştığı kayıt altına alınmış durumda.

İnsandan insana geçiş, bütünlüğü bozulmuş deri veya mukozanın, enfekte insanların kan ve vücut sıvılarıyla direkt temasıyla meydana geliyor. Hastalık, ayrıca su gibi çevresel materyalle de bulaşabiliyor.

Sağlık çalışanları da bu hastaları takip ve tedavi ederken gereken önlemleri almazsa yakın temas sonucu virüsü kapabiliyor. Tüm bu bulaşma yolları ve hastalık oranı göz önünde bulundurulduğunda Afrika’daki yaşam standartlarının ne kadar kötü olduğunu da görülüyor.

Hastalık yüksek ateş, şiddetli halsizlik, kas ağrısı, baş ağrısı, boğaz ağrısı şikayetleriyle başlıyor. Bunları bulantı, kusma, döküntü izliyor, daha sonra böbrek ve karaciğer fonksiyonları bozuluyor ve kanamalar başlıyor.

Ebolaya karşı kullanılabilir aşı ve spesifik bir tedavi yok. Ağır hastalar yoğun bakımda takip ve tedaviye ihtiyaç duyuyor. Aşısı ve tedavisi olmadığı için, hastalığın risk faktörlerinin bilinmesi ve bireysel koruyucu önlemler, hastalığın ve ölümün azaltılmasının tek yolu.

Hastalığın başlangıç belirtileri spesifik olmadığı için erken tanı her zaman mümkün olmayabiliyor. Bu sebeple sağlık çalışanlarının temel el hijyeni, solunum yolu hijyeni, koruyucu ekipman kullanımı, güvenli enjeksiyon uygulamaları ve güvenli defin gibi standart uygun korunma önlemlerini almaları çok önemli. Hastalarla 1 metreden daha yakın temaslarda yüzü koruyucu maske, uzun kollu önlük ve eldiven giyilmesi öneriliyor.

Sağlık Kuruluşları Uyarıldı

Gine, Liberya, Nijerya ve Sierra Leone başta olmak üzere dört Batı Afrika ülkesinde, Sağlık Bakanlıkları tarafından yeni vaka ve ölümler rapor edilmeye devam ediyor. Ancak, Dünya Sağlık Örgütü tarafından bu bölgeye seyahat kısıtlaması önerilmiyor.

Bilim Kurulunun önerileri doğrultusunda, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü tarafından bu bölgeye seyahat edeceklere hastalık ve korunma yolları hakkında ve dönüşte hastalığa yönelik şüphe duymaları halinde sağlık kuruluşlarına müracaat etmeleri yönünde bilgilendirmeler yapılıyor. Ayrıca bütün sağlık kurum ve kuruluşlarına hastalık hakkında bilgilendirme notu gönderildi.

Yorum Yap

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap

Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.

...