Sağlık Bakanlığından alınan bilgiye göre, Türkiye Halk Sağlığı
Kurumu tarafından oluşturulan Bilim Kurulu, Ebola salgınıyla ilgili mevcut
durumu değerlendirdi ve bazı önlemlerin hayata geçirilmesine ilişkin tavsiye
kararı aldı.
Buna göre, halen ülkede olası veya kesin Ebola vakası görülmediği
için Türkiye açısından kaygı verici bir durum bulunmuyor ancak salgının
görüldüğü ülkelerle ticari ilişkilerin bulunması nedeniyle bölgeye gideceklerin
hastalık hakkında bilgilendirilmesi önem taşıyor.
Son günlerde ismini sıklıkla duyduğumuz Ebola hastalığının
görüldüğü bölgelerden dönenler 3 haftaya kadar hastalık belirtilerinin
görülebileceği konusunda uyarılacak, hastalığın görüldüğü bölgelere seyahat
edecekler için Türkiye Hudut Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğünün \"www.seyahatsagligi.gov.tr\"
adresinden bilgilendirme yapılacak.
EBOLA HASTALIĞI NEDİR?
Ebola Hemorajik Ateşi (EHA), Ebola virüsünün sebep olduğu
hemorajik bir hastalık.
Virüs, ilk olarak 1976 yılında Sudan ve Kongo\'daki salgınlarda
tespit edildi ve adını Kongo\'daki bir nehirden aldı.
Virüsün doğal kaynağının Afrika\'daki meyve yarasaları olduğu
düşünülüyor. Virüslerin varlığı bu yarasaların coğrafi dağılımıyla örtüşüyor.
Afrika\'da hastalık, Liberya Cumhuriyeti, Gine Cumhuriyeti, Sierra
Leone Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Gabon, Güney Sudan, Fildişi
Sahilleri, Uganda ve Kongo Cumhuriyeti\'nde görüldü.
BULAŞMA YOLLARI
Ebola virüsü insanlara; enfekte hayvanların organ, kan ve vücut
sıvılarıyla yakın temasla bulaşıyor. Afrika\'da enfekte şempanze, goril, maymun,
meyve yarasası ve antiloptan bulaştığı kayıt altına alınmış durumda.
İnsandan insana geçiş, bütünlüğü bozulmuş deri veya mukozanın,
enfekte insanların kan ve vücut sıvılarıyla direkt temasıyla meydana geliyor.
Hastalık, ayrıca su gibi çevresel materyalle de bulaşabiliyor.
Sağlık çalışanları da bu hastaları takip ve tedavi ederken gereken
önlemleri almazsa yakın temas sonucu virüsü kapabiliyor. Tüm bu bulaşma yolları
ve hastalık oranı göz önünde bulundurulduğunda Afrika’daki yaşam
standartlarının ne kadar kötü olduğunu da görülüyor.
Hastalık yüksek ateş, şiddetli halsizlik, kas ağrısı, baş ağrısı,
boğaz ağrısı şikayetleriyle başlıyor. Bunları bulantı, kusma, döküntü izliyor,
daha sonra böbrek ve karaciğer fonksiyonları bozuluyor ve kanamalar başlıyor.
Ebolaya karşı kullanılabilir aşı ve spesifik bir tedavi yok. Ağır
hastalar yoğun bakımda takip ve tedaviye ihtiyaç duyuyor.
Aşısı ve tedavisi olmadığı için, hastalığın risk faktörlerinin
bilinmesi ve bireysel koruyucu önlemler, hastalığın ve ölümün azaltılmasının
tek yolu.
Hastalığın başlangıç belirtileri spesifik olmadığı için erken tanı
her zaman mümkün olmayabiliyor. Bu sebeple sağlık çalışanlarının temel el
hijyeni, solunum yolu hijyeni, koruyucu ekipman kullanımı, güvenli enjeksiyon
uygulamaları ve güvenli defin gibi standart uygun korunma önlemlerini almaları
çok önemli.
Hastalarla 1 metreden daha yakın temaslarda yüzü koruyucu maske,
uzun kollu önlük ve eldiven giyilmesi öneriliyor.
SAĞLIK KURULUŞLARI UYARILDI
Gine, Liberya, Nijerya ve Sierra Leone başta olmak üzere dört Batı
Afrika ülkesinde, Sağlık Bakanlıkları tarafından yeni vaka ve ölümler rapor
edilmeye devam ediyor. Ancak, Dünya Sağlık Örgütü tarafından bu bölgeye seyahat
kısıtlaması önerilmiyor.
Bilim Kurulunun önerileri doğrultusunda, Türkiye Hudut ve Sahiller
Sağlık Genel Müdürlüğü tarafından bu bölgeye seyahat edeceklere hastalık ve
korunma yolları hakkında ve dönüşte hastalığa yönelik şüphe duymaları halinde
sağlık kuruluşlarına müracaat etmeleri yönünde bilgilendirmeler yapılıyor.
Ayrıca bütün sağlık kurum ve kuruluşlarına hastalık hakkında
bilgilendirme notu gönderildi.
Yorum Yap
Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap
Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.